Evvelki haftadan devam;
Bütün bunlardan söz ettikten, yani işin ?nasıl?ını gördükten sonra ?niçin?ine gelelim. Bilgisayar ve internet bizi niçin cezbediyor? Bu süreç ne şekilde işliyor? Bir göz atalım.
Sanal arkadaşlıklar sosyal bir ortam sunuyor.
İnsanlar bu ortamda bir guruba ait olduklarını hissediyor. Günlük yaşamlarında iletişim kurmak ve sosyal ortamlara katılmak konularında güçlük yaşayan kişiler sanal ortamlarda kolayca iletişim kurma, bir guruba katılma, bu gurup içinde onaylanma ve kabul görme hissini yaşıyorlar.
Gerçek hayattaki kısıtlamaların tamamından bağımsız, içlerinden geldiği gibi hareket ediyorlar. Olmak istedikleri, hayalini kurdukları kişiymiş gibi davranıyorlar.
Bir çok kişiyle tanışıyorlar.
Ucuz, uzun süreli ve bir çok kişiyle aynı anda iletişim içinde oluyorlar.
Çok renkli, hızlı, görsel ve işitsel efektler bakımından zengin içerik bilgisayar başında keyifli ve uzun zaman geçirilmesini sağlıyor. Bilgisayar, gündelik sıkıntı ve problemlerden uzaklaşmak isteyenleri çekiyor.
Bilgisayarda veya internet üzerinden karşılıklı oyun oynayarak rahatladıklarını, stres attıklarını düşünüyorlar.
Oyun oynarken kuralları, kılıçları seçme şansınız var. Beyin zor problemleri ne olursa olsun çözmeye odaklanıyor. Düşmanla savaşılması, uçağın, kaçırılmış prensesin kurtarılması gerekiyor. Başka hiçbir şey düşünmüyorsunuz. Başarılı oldukça ekrandaki kahramanın kendiniz olduğunu düşünüyorsunuz ve mutlu oluyorsunuz.
BAĞIMLILIK
Bir şey alınmadığında veya yapılmadığında yoksunluk hissediliyor, rahatsızlık duyuluyor, bu şeyi almak veya yapmak için şiddetli bir istek duyuluyor, aksi halde fiziksel bir takım belirtiler ortaya çıkıyorsa bağımlılıktan söz edilebilir.
Toplum içerisinde teknolojik bir yenilik olarak bilgisayar kullanımına gayet olumlu bakılmakta, ebeveyn, çocuklarının bilgisayar kullanmasından mutluluk duymaktadır.
Oysa ki bilgisayar ve internetin aşırı ve sık kullanımı sonucunda beyinde dopamine adı verilen ve mutluluk veren bir salgılanma olmakta, şiddet içeren oyunlar oynanırken hızlı hareket etme kaygısıyla çok kısa periyotlarda beyin farklı reaksiyonlar göstermek zorunda kalmakta, tansiyonda sürekli yükseliş ve düşüşe yol açan bu durum dopamine salgısı ile birlikte uyarıcı bir durum meydana getirmektedir.
Bu hallerde, özellikle sosyal iletişimi az, kendini yeterince kanıtlayamamış, kendini ifadeden aciz, kişisel sorunları bulunan, depresyon, dışlanma, kendini değersiz hissetme gibi algılara sahip bireylerde bağımlılık gelişmesine yol açmaktadır.
Böylece gerçekte göremedikleri ilgi, saygı ve kabulü sanal ortamda elde eden kişiler öz saygınlıklarını elde ettiklerini düşünmektedirler.
Kişi eğer var olan kimliğinden, sosyal-ekonomik konumundan memnun değilse idealindeki kişiliği sanal ortamda bulabiliyor. Böylece çok güçlü bir savaşçı, çok zengin birisi, çok muteber bir kişilik gibi rollere bürünerek idealindeki kişiye yaklaşarak kendini değerli ve önemli hissetmeye başlıyor.
Süreç sonunda kişi gerçek hayattan uzaklaşmakta, asosyal bir yapıya bürünmekte, adeta hayal aleminde yaşamaya başlamakta, bilgisayar ve internete bağlı değilken bile bunları düşünmekte, bilgisayar ve internet kullanımına ayırdığı zaman yetmemekte ve bunlara gittikçe daha fazla zaman ve para ayırmakta, kullanım konusunda kendini kontrol edememekte, bir şekilde engellendiğinde kendini huzursuz, keyifsiz, kaygılı hissedip sinirlenmekte, bilgisayar başında daha fazla kalabilmek için ailesine ve arkadaşlarına yalan söylemekte, içine kapanmakta, işyerinde kendini işine verememekte ve performansı düşmekte, aile ve sosyal hayatına zaman ayırmayarak ailesinden, dostlarından ve çevresinden uzaklaşmakta, ders başarısında düşme meydana gelmekte, iş ve kariyer fırsatlarını kaçırmakta, sürekli yorgunluk ve uykusuzluk çekmekte, yeme-içme düzeni alt üst olmakta, ekran başında sürekli oturma sonucu fiziksel rahatsızlıklar baş göstermekte, bağımlılık sonucundaki yoksunluk belirtisi olarak görülen endişe, titreme, terleme, huzursuzluk ve paranoya belirtileri ortaya çıkmaktadır.
Önümüzdeki hafta ise neler yapılmalı sorularına cevap arayacağız.
