Bilindiği üzere BSA (Beyşehir-Suğla-Apa) projesi kapsamında bir dizi çalışma yürütülüyor.
Projenin birinci ayağı Gembos ovasından suları her geçen yıl azalan Beyşehir Gölüne su akıtmak, ikinci ayağı Beyşehir Gölünden Apa barajına su taşıyan Çarşamba kanalının beton kanalet içine alınması su kaybının önlenerek Apa barajına daha fazla su akıtmak, üçüncü ayağı ise Suğla gölünde seddeleme çalışması yapılarak göl alanını küçültmek ve burada kış ve bahar aylarında toplanan suları yine Çarşamba kanalı vasıtası ile Apa barajına akıtmak.
Projenin üçüncü ayağı olan Suğla Seddeleme çalışması tamamlandı. Hatta bu proje devam ederken Suğla gölünden apa barajına su akıtılmasına devam edildi.
Zamanın Devlet Su İşleri Bölge Müdürü, yine zamanın Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler? e Gölet sahasında verdiği brifingde Türkiye? de proje halinde iken yapılan masrafı ödeyen tek proje Suğla seddeleme çalışması diye anlatırken nasıl övündüğünü görmenizi isterdim.
O günlerden bugünlere geldik, Suğla Gölünden Apa barajına yılda milyonlarca metreküp su akıtılıyor. Yetmezmiş gibi geçen yıl Çatmakaya (Arvana) boğazında toplanan milyonlarca metreküp su kurulan sistem ile yine Apa barajına akıtılıyor.
Suğla gölünün çevresinde, Gölyüzü, Susuz, Çatmakaya köyleri, Kesecik ve Ortakaraören Beldeleri, Kumluca, Kuran, Gökhüyük, Aşağı ve yukarı Karaöreön köyleri bulunuyor.
Bu yerleşim birimlerinde binlerce aile geçimini tarımdan sağlıyor. Ancak geçimlerini tarımdan sağlayan binlerce aile Suğla Gölünde bulunan sudan faydalanamıyor.
Bu konuyu defalarca gündeme getirdik, yetkilileri,siyasileri harekete geçirmeye çalıştık. Yetkililer siyasiler her yazımızın arkasından açıklamalar yaptı, ancak gelinen noktada değişen hiç bir şey olmadı.
Bilindiği gibi Seydişehir? in kanalizasyon suları Suğla Gölünün çevresinde bulunan bir kanal vasıtası ile düden denilen yerden yeraltına veriliyor.
Şimdi sıkı durun Seydişehir? in kanalizasyon suyu 4-5 yıldır düden mevkiine ulaşamıyor.
Neden mi?
Çünkü kanalizasyon suyu o kadar kıymetli ki, çiftçiler bu suyu sulamada kullanıyor. Hatta çiftçilerimiz kanalizasyon suyu ile tarlalarını sulamak için birbiriyle kavga ediyor.
Hepimizin bildiği gibi Kumluca Karpuzunun ünü Konya sınırlarını aşarak Antalya bölgesindeki otellerin vazgeçilmezi olmuştu.
Ama sıkı durun susuzluk Karpuz? u vurdu. Bu yıl Susuzluk sebebi ile istenen verim alınamadı, Karpuzun kilosu 0.6 yeni kuruşa kadar düştü, oysa geçen yıl Otellere kilosu 200 yeni kuruştan satılıyordu. Gelecek yıl kimse Karpuz ekmeyi düşünmüyor. Gelinen son durumun tek suçlusu: Susuzluk.
Peki bölgeyi susuz bırakan suçlular kim?
Şimdi Suğla gölü yılda 200 milyon metreküpten fazla suyu Apa barajına gönderiyor, ancak bizim çiftçimiz Suğla gölünden su almak istese YASAK ile karşılaşıyor.
Bu işe Devlet Su işleri bir çözüm bulmuyor bulamıyor.
Soruyorum ne olacak bölgedeki binlerce çiftçinin hali?
Bu insanlar sabah akşam hepinize beddua ediyor.
Anladım ki, Siyasilerin ve Devlet Su İşlerinin bu işi çözeceği yok.
Vali Osman Aydın size yazdığım her yazının karşılığını aldım, gerek Acil kaçış rampasında, gerekse Seydişehir-Konya yolunun Ölüm Virajı olarak anılan yerde gerekli çalışmaları yaptınız yapmaya devam ediyorsunuz.
Seydişehir? de binlerce çiftçi ailesi Su içinde susuz yaşıyor, yaşatılıyor, zenginlik içinde fakirlik yaşıyor. Yakında bölgede su yüzünden çok ciddi kavgalar çıkabilir cinayetler işlenebilir.
Durum gerçekten çok vahim.
Vali bey binlerce çiftçi ailesi burnunun dibindeki sudan faydalanamıyor. Birçok aile belki de aç kalacak.
İnanın bölgeden yükselen feryadı sizden başka duyacak kimse kalmadı.
