Avcı, kahvehanedekilere avını anlatıyormuş; ''bir gün ördek avına gittiğimde sazlıktaydım, ördekler kalkıyor ben vuruyorum, ördekler kalkıyor ben vuruyorum, ördekler kalkıyor ben vuruyorum'' diye anlatırken,
Kahvehanedekilerden biri dayanamayıp, ''peki birader hiç kovanın bitmiyor mu senin, ha bire atıyorsun ?''diye sormuş.'' Kovan bitiyor bitmesine de kardeşim doldurmaya fırsat mı kalıyor?''
Bu fıkrayı niçin anlattım?
Son günlerde televizyon ekranlarının dışına kadar akan yakışıksız mesnetsiz, restleşmeler? Ramazan adabına uymayan ulu orta küfürleşmeleri iftiracılar, müfteriler savunmacılar malumunuz?
Ergenekon , Deniz feneri, yolsuzluk vaveylaları, sisi, misi, abüdük gübüdük bir sürü omuz yükü, mide bulantısı flaş gelişmelerin, hepimiz en azından televizyon ekranı büyüklüğü kadar içerisindeyiz?
At izi it izine karıştı derler büyüklerimiz..!
Soner Yalçın?ın Bay pipo, Efendi 1-2 kitaplarını okuduktan sonra vatandaş olarak Seydişehir ve ülkemdeki yerimi sorgulamıştım... Hiç olduğumuz kanaatine varmıştım.
Okuduklarıma göre Uluslararası istihbarat örgütlerinin MAH (istihbarat örgütümüzün eski adı) üzerindeki etkileri akıl almaz derecede idi?
Bazı ülke istihbaratları ile MAH elemanları arasındaki para ilişkileri, bizi idare edenlerin güçlü ülke liderleri karşısında ki acziyetlerini belgeleri ile gözlemlemiştim?Tabiri caizse eli kolu bağlı idarecilerimizin varlığına şahit olmuştum bu kitaplarda?
Adeta piyondu onlar?
Peki onlar piyonsa biz vatandaş olarak neydik?
El cevap? Piyon bile değildik?
On yıllar önce yaşanan bu mide bulantısı ilişkilerin hala var olduğu kanaati Bir Türk vatandaşı olarak çok acıtmıştı ruhumu, bedenimi?
Bugün ise;
Ekranlardan izlediğimiz salvolar, cerahat kusan bir kısım medya ve müfteriler bu kitaplardan sonra oluşan ruh halimi yeniden debertti??
Tepede cereyan eden mesnetsiz suçlamalar, iftiracılar müfterileri izledikçe, ayıp be..! diyebiliyorum ancak?
Bu konuşmaları yaparken bizleri hiç düşünmezler mi? Varlığımızın hiç anlamı yok mu? Ayırt etmeden söylüyorum bulundukları yerde ki paye yi vatandaş vermedi mi onlara?
Öyle ya..!
Nasıl olsa sandık başına gidip kuzu kuzu oylarımızı veriyoruz. Kimini iktidar kimini muhalefet yapıyoruz. Meclisi ve ha bire atacakları kürsüleri elimizle teslim ediyoruz.
Vatandaş kim ki..! Hükmü ne ki?!
Salla gitsin ağızdan ne çıkarsa?
Fazla söze hacet yok?
Anladım ki?
Bunlarda; avcı misali attıkça atıyorlar, kovanları bitiyor ama, doldurmaya bir türlü fırsatları yok?
Ayıplıyorum milletin karşısında milleti yok sayıp milletten nemalananları?
Su dökücüler görsün yüzünüzü?
