Öğretmenlerin aldırdıkları yardımcı kitaplara isyan ediyordu bir veli ?Dur sakin ol? desem de durduğu yok belli ki ciğeri yanmış?
?Abi nasıl sakin olayım. Bakan kitaplar devletten diye bas bas bağırıp dururken, öğretmenlerin bana aldırdıkları yardımcı kitap parası 60 milyonu geçti. Dinime imanıma bıktım abi ??
Öfkeden gözleri pörtlemiş vaziyette saydıkça sayıyor?
?Üstüne üstlük birde yardımcı kitabı alacağım kitapçıyı onlar belirliyorlar. İllaki oradan alacakmışım..! Ben konuşmayayım da kim konuşsun? Niye yazman bunları abi?
?O? hem dili hem de inip kalkan elleriyle feveran ederken, son yaktığı kalorifer kazanından nasır aralarına yapışan kömür karaları ilişti gözlerime.
Tanıyorum?O?nu?
Ekmeğini hangi şartlarda kazanıyor biliyorum. Emeğinin rengi, apartmanların oksijen yoksunu bodrumlarından parmaklarına ziftleşip kalmış onurlu bir baba.
Dolayısı ile ara vermeden araştırdım. Edindiğim bilgilere göre İlköğretimde yardımcı kitap aldırmayan öğretmen sayısı yok denecek kadar az.
Peki, bu doğru mu? Devletin verdiği kitaplar yetersiz mi? Öğretmen yardımcı kitap aldırmalı mı? Bu sorulara da cevap bulmaya çalıştım.
Konuştuğum muallim arkadaşlarımın çoğu, ?önceki yıllarda OKS ve bursluluk sınavlarında çıkan sorular müfredatın dışından olduğu için yardımcı kitaplara kesinlikle ihtiyaç vardı, son yapılan OKS ve SB sınavlarında ise müfredatın dışında soru sorulmadı dolayısı ile yardımcı kitaplara çokta ihtiyaç yok? şeklinde görüş belirttiler.
Hal böyle iken zorla yardımcı kitap aldırmak neyin nesi anlamakta güçlük çekiyorum. Amacım Haddimi aşarak çok saygı duyduğum öğretmen kardeşleri rencide etmek asla değil ama yardımcı ya da kaynak kitaplar illaki alınacaksa; kitabın alınacağı kitapçıyı isim ve adres vererek işaret etmeleri hangi aklın karı onu da anlamakta zorlanıyorum.
Milli eğitim Müdürümüz Sayın Necip Şan, Şube Müdürlerimiz sevgili kardeşim Cengiz Soysal ve değerli hocam Türkmen Çağrı? Siz ne der ne düşünürsünüz bilmem amma konunun üzerinde hassasiyetle duracağınızdan kesinlikle eminim...
Bilinçaltlarında yerleşik eski müfredat ve sınav anlayışını atamayan ve hala uygulayan öğretmenler varsa, bu yanlışlarını Seydişehir dili ile acın yatıp gücün kalkan velilerin sırtına yüklemeye hakları olmadığı kanaatindeyim.
Söz eğitim öğretimden açılmışken özellikle ilköğretimde Okul Aile Birlikleri eliyle halka havale edilmiş sorunlar yumağına da kısaca değinmek istiyorum...
İlköğretim okullarına bildiğim kadarı ile devlet, elektrik ve yakıt giderleri dışında ödenek ayırmıyor. Diğer ihtiyaçlar tamamı ile okul aile birliklerinin çabaları ile karşılanıyor.
Bir okulun; tüm birimleri için günlük haftalık ve aylık temizlik gerekiyorsa,
Musluklar şakır şakır su akıtıyor, elektrik aksamları dökülüyor, kalorifer kazan dairesi ve petekleri onarıma ihtiyaç duyuyorsa,
Öğretmene dolap, sınıflara pano lazımsa, kırılan camlar, lambalar takılacaksa, sandalye, masa, sıra onarılacaksa ve bunlara usta lazımsa,
Okulun bahçe duvarları yıkılıyorsa, çatı su koyuvermiş, oluklar kevgire dönmüşse, bu ve bunun gibi çözümlenmesi gereken daha onlarcası varsa? İlköğretim okullarına nasıl ödenek ayrılmaz havsalam almıyor.
Okula gönderilmeyen çocuklar köyde jandarma, şehirde polis marifeti ile zorunlu eğitime getirilirken; zorunlu ihtiyaçlara neden zorunlu ödenek ayrılmaz aklım ermiyor.
Ne diyelim? Allah Okul yöneticilerine kolaylık versin.

