İki kişilik bile olsa kümeleşmiş insan guruplarının tevatürleri savrulup duruyor ortalık yerlerde. Kimi çok ihtimalli, kimi kesin adresli, kimi gerçek, kimi ise duyumlara dayalı yüzlerce kombinezonun varlığını konuşuyoruz seçim sath-ı mailine girdiğimiz şu günlerde.
AK Parti aday adayları Belediye Başkanı sayın İbrahim Halıcı, sayın Harun Camcı, sayın Hüseyin Arıkan ve sayın Kadir Gündoğdu dörtgeninin doğuşuna vesile, beşinci genin hesapsız, kitapsız kombinezonlarının neticeleri sanırım bu yaşananlar. Doğal olarakta MHP adayı sayın A.Kadir Çat ve CHP adayı sayın Mustafa Yılmaz?ın da AK Partide yaşanan kombinezon savaşlarının farklı neticelerine göre kendi kombinezonlarını ürettikleri, geliştirdikleri tevatürü bol, seçim öncesi zaman dilimini yaşıyoruz.
Bu hali ile Seydişehir?deki yerel seçim atmosferini Başkent ve ülke genelindeki seçim atmosferinden azade etmek mümkün değil sanırım. Başkentte yaşananların ?Hık demiş burnundan düşmüşüz sanki...?
Adayların kesinlik kazandığı ve artık isimlerden ve tevatürlerden çok belediyecilik açısından önümüzdeki beş yıla damgasını vuracak projelerin, seçim vaatlerinin tez vakitte gelmesini dört gözle bekliyorum artık. Sıkıldım. Bu girift, beşinci gen mahreçli vahametin içinde olmak taraftarı değilim. Bu sebeple bundan tam 17 yıl önce yaşadığım bir seçim atmosferini sizlerle paylaşarak uzak olmak istiyorum bugünün tevatür zenginliğinden.
1991 yılında yapılan genel seçimler aklımız sıra ilçemizden milletvekili çıkarmaya en yakın olduğumuz seçimlerdi. Edindiğimiz bilgiler ve tevatürlere göre Muzaffer Sağlam?ın listedeki yeri ikinci sıraydı. Sayın Şafak Gözpınar ve Sayın Asuman Topkara ise milletvekili olabilmek için aday adaylıklarını ilan eden diğer temsilcilerimizdi.
Seçim bölgesinde Temayül öncesi çalışmalar deyim yerindeyse ?kıran kırana? geçiyordu. İlçemizden milletvekilliğine soyunan üç isim, Güniz sokakta bile tek aday üzerinde anlaştırılamamışlardı. Anlaşmış olsalardı 1991 seçimlerinde ilçemizden bir milletvekilinin çıkması içten bile değildi.
El hasılı; Asuman Topkara etrafındaki kurt politikacıların desteği ile şansını zorlarken, Şafak Gözpınar var gücüyle tek tabanca çalışıyordu. Muzaffer Sağlam ise kendinden emindi. Yahya Yaman tercihli sistemden vekil olabilmek adına adeta Seydişehir?e demir atmıştı. Beyşehir?den Ali Günaydın?ın ise kontenjan adaylığını kesinleştirdiği dillerde dolaşıyordu.
O seçimde gazeteciler olarak taraf olmuş, kolları omuzlara kadar sıvamıştık. Hedef; onca yıldan sonra Seydişehir?den bir milletvekili çıkmasına vesile olabilmek, Muzaffer Sağlam?ı meclise göndermekti. Gün geldi çattı kavun içi binek tipi Renault marka arabamla içerisinde Metin Türker, Sami Akbaş, Şeref Değirmenönü, Mustafa Sarıkamış ve Hasan Leventoğlu olduğu halde düştük Beyşehir yoluna...
Dönemin etkin milletvekillerinden Baki Tuğ?dan bir gün öncesi randevu almıştık. Ve temayül yoklamasının yapılacağı sinemanın perde arkası bir bölümünde Baki Tuğ?a Muzaffer Sağlam?ın milletvekili yapılmasının gereğini hararetle anlatmaya başladık. Sözlerimiz bitti ve Tuğ babacan bir tavırla sırtımı sıvazlayarak ?Gençler hiç telaş etmeyin. Muzaffer sağlam ata dostlarımdandır. Rahat olun?? demişti.
Sevindirik olduk ve çekildik beyaz parkın göl manzaralı köşesine. Seçime geçildi. Akşama doğru oylar sayıldı ve temayül yoklaması sonunda hatırladığım kadarı ile birinci sırada Vefa Tanır, ikinci sırada Merhum Ömer Şeker vardı. Listeye girebilen tek adayımız onüçüncü sıraya yerleşen Şafak Gözpınar olmuştu. Onbeş kişilik listeye giremeyen Asuman Topkara onu takip etmiş, ikinci sırada olacağına inandırıldığımız Muzaffer Sağlam ise listeye girememişti.
Hiç unutmuyorum. Hayal kırıklığı ile sinema salonundan çıkarken en arka koltukta oturan Av. İsmet Erol abi, mukallit kişiliği ile şakayla karışık gülümseyerek seslendi. ?Hakkıcığım, koçum, seçilemedi mi? Olmadı mı? Hadi başka bahara, hadi gençler? diyerek tuz basmıştı yaramıza. Aklıma her gelişinde gülümserim o ana? Kulakları çınlasın. Sevgi ve saygıyla anıyorum.
1991 genel seçimlerinde Ali Günaydın en çok oyu DYP aldığı için Kontenjandan milletvekili olmuş, Yahya Yaman Tercihli sistemden yaklaşık 1200 oy az alarak seçilememişti ve Seydişehir makus talihine geri dönmüş yine vekilsiz kalmıştı? Şimdilerde geriye dönüp bakıyorum ve eski seçimlerin eski isimlerin, eski temayüllerin, eski seçimlerin rengini arıyorum. Her şeye rağmen daha mı neşeliydi, daha mı gerçekçiydi?
Daha dün akşamın karanlığında karşılaştığım bir eski toprak, ?Ağasının gülü yaz köşende bu dediğimi; bütün partilerin adayları, AK partinin de aday adayları çekilsinler benim adımda birleşsinler. Bu meselenin çözümünde en pratik yol budur. Al sana masrafsız kavgasız, gürültüsüz bir seçim? diyerek o günlere olan özlemime nazar edercesine patlatmıştı espriyi?
Kombinezonsuz ve önyargısızdı işin eğlence kısmını yaşattı bana anlıkta olsa?

