İlçemizde işlenen son cinayet yediden yetmişe herkesi üzdü. Suçsuz, günahsız bir baba katledildi. Seydişehir halkı ve özellikle anneler oldukça etkilendiler bu vahşetten. Katil belki de yanımdan geçiyor ürpertisini yaşadılar son günlerde...
Neyse ki zanlı cani yakalandı. Liseyi ilçemizde okumuş Seydişehir?e aşina ama Seydişehirli olmayan ismini köşemde zikretmek istemediğim Manavgatlı bir zibidi?
Emniyet Müdürümüz Cemal Issı nezdinde; Konya Cinayet ve Büro amirliğine ve Emniyet Teşkilatımızın tüm mensuplarına teşekkürü borç bilmiyor ve borcumuzu hemen ödemeyi uygun bulup binlerce kez teşekkür ediyoruz. Minnettarız onlara.
Öyle zannediyorum son günlerde Seydişehir?de en çok konuşulan konu bu üzücü olaydı?
Bu vesile ile de Seydişehir gençliği eni boyu tartışıldı aile meclislerinde. İçinde bulunduğum sohbetlerde duyduklarıma ise inanamadım.
Şehrimizde yaşayan çocuğundan ebeveyne, her sorumlu aile bireyi kaldırımlarımızda volta atan uçuk tipli, eski marka araçlarla okul aralarında mekik dokuyan gözleri dönük gençlerin sayısının artmaya başladığından bahsediyor.
Hap kullanan, ot içen gençliğin varlığından söz edenler bile hayli çoğunlukta.
Elbette, bu durum kendiliğinden çıkmadı. Eminiz ki içerisinde yaşadığımız çağın özellikleri en fazla onları yani gençlerimizi etkiledi. Bu çağın başlıca özelliklerinden olan tedirginlik, işsizlik, hayal kırıklığı, yabancılaşma, kültür çatışması ve kimlik bunalımı gibi çeşitli problemlerle karşı karşıya kaldı gençlerimiz ama,
Başkalarının görüp eleştirdiği bu durumdan ana baba bihaber mi? Haberdarsa neden müdahale etmiyorlar evlatlarına?
Geleceği ile ilgili duyduğu kaygı, ümitsizlik, enerji, canlılık ve hoşgörü yoksunluğu gibi gencin temel özelliklerinden kaynaklanan problemleri aşabilmenin yollarını aramak zorunda değiller mi? Çıkmazlar mı Seydişehir?in sokaklarına? Görmezler mi bu durumu?
1980 öncesi gençler sağcı veya solcuydular. İki üç genç bir araya geldiğinde, bilgi birikimlerini paylaşıp emperyalist ülkelere karşı neler yapılması gerektiğini konuşup tartışırken, şimdilerde cep telefonu, internet araba, saç modeli, kulağa küpe buruna hızma yarışı içindeler?
Bütün kandırılmışlıklarına rağmen ideolojik sevdaları uğruna canlarından olan ?O?gençler, ülkemizin ve gençliğin bu halini görselerdi, kahırlarından, bir kere daha ölürlerdi herhalde!
Gün boyu her sokak başında karşılaşmanın mümkün olduğu, eksozunda ki susturucusundan çıkardığı ara gazı nameli sesle kendini ispata çalışan işsiz güçsüz gençlik aracı nerden bulur, yakıtı nerden tedarik eder kimse anlayabilmiş değil...
Koyu renk giysiler, sivri burun iskarpinler, hafif bombeli kol duruşu, kaş altı yan bakışı ile kaybolan gençliğimizin özenti kokulu dünyalarına maalesef üzülerek gözlemliyorum.
Onların içinde bulundukları bu duruma ahkam kesip doğru yol gösterici olmak haddime değil ancak anne ve babalar evlatlarından vaz mı geçtiler? diye düşünmeden de edemiyorum. Gün boyu gezdikleri araçlarına yakıtı nasıl aldıklarını hiç merak etmezler mi?

