Özelleştirme süreci sonunda alüminyum çalışanından Seydişehir?e giren sıcak paranın en az 2/3 oranında azalması, küresel kriz ve iç piyasadaki daralmada buna eklenince esnafımızın nefes alacak mecali kalmadı.
Hem küçük esnafımız hem de büyük ölçekli firmalarımız ayakta durabilme hesabından öte kazancı tasavvur bile edemiyorlar.
Küresel krizin etkileri ETİ Alüminyum A.Ş? ni de çok ciddi tedbirler almaya yöneltmiş, kapasitesini % 40 dolaylarına indirmiştir. Üretilen alüminyumu maliyetin yaklaşık 300 dolar altında satmasına rağmen yaklaşık 5 aydan bu yana satışın yapılamadığı söyleniyor. 2009?u en az yara ile kapatabilme ve tesisleri önümüzdeki yıllara taşıyabilme hesabı yapan yöneticiler eski çalışanlardan 67 kişiye çıkış vermek zorunda kalmıştır.
Halkımızın en büyük bölümünün birinci sıradaki geçim kaynağı ile ilgili kısır döngü tartışmalarını bir kenara bırakıp tesislerin ayakta kalabilmesini temenni etmekten başka çare yok. Şayet 2009 yılı içerisinde daralma devam eder ve ETİ alüminyum A.Ş. tedbirlere rağmen stoklarındaki alüminyumu eritemez ise; bir yıllık sürecin sonunda Seydişehir?i daha da zor günlerin beklediği gerçeğini saklayamayız.
Hal böyle olunca, istihdam kaynakları arayışı ve ticari canlılık için var olan projelerin ivedi şekilde gözden geçirilmesi ve ciddi toplantılar yapılması gerekmektedir. İç dinamiklerimizi de en ince ayrıntısına kadar inceleyip en verimli hale getirmeliyiz. Gerekirse ARGE mantıklı bir komisyon yarından tezi yok kurulmalıdır.
Eti Alüminyumdan sonra sürekliliği kesin olan dinamiklerimizin diğer can alıcı faktör kuşkusuz bacasız fabrikamız S.Ü.Meslek Yüksek Okuludur. 1599 öğrencisi ile alüminyum çalışanlarından sonra eğitim ve öğretimin yanı sıra ekonomik açıdan en çok pay sahibi olan kurumdur. Öğrenci sayısının artması da Seydişehir?in olmazsa olmazıdır.
Bu sebepledir ki, ek bina konusu sürekli gündem teşkil etti. Gelinen nokta bugün itibari ile meçhul. Ek bina yapılacak mı? Yapılmayacak mı? Bilgi sahibi değilim. Bildiğim tek şey yapılması planlanan zamanda inşaata başlanmadığı. İnşallah umutlar 2009 yılında yerini somut gelişmelere bırakır.
Ek bina inşaatı yapıladursun esasen değineceğim konu şu;
Kasım ayı içersinde Çeşitli açılış ve temel atma törenlerine katılmak üzere Konya'ya gelen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik?in AK Parti Milletvekilleri Hasan Angı, Hüsnü Tuna, Ayşe Türkmenoğlu, Orhan Erdem, Mustafa Kabakçı?ının da bulunduğu törende yaptığı, Selçuk Üniversitesinin ikiye bölüneceğini de dair açıklaması?
Konu ilçemiz ile göbekten ilintili? Niye mi?
Bakan Çelik konuşmasında ?Selçuk Üniversitesi, şişmiş ve yönetimi zorlaşmıştır. İki üniversite haline getirmek için kolları sıvadık. Önümüzdeki dönemde Konya?da ikinci devlet üniversitesi de kurulmuş olacak? diye konuşmuştu?
Bir internet sitesinden edindiğim bilgiye göre çalışmalara hız verilmiş ve iki ayrı üniversitenin ilk adımı olarak Fen Edebiyat Fakültesi?nin bölünme kararı Resmi Gazete?de yayınlanmış. İlçelerdeki meslek yüksek okullarının tümünün yeni kurulacak Meram Üniversitesi bünyesine bağlanması söz konusu?
Bu kapsamda bizi ilgilendiren en can alıcı nokta ise;
Seydişehir, Beyşehir ve Akşehir?de ki Meslek yüksek Okullarının Fakülteye dönüştürülerek Meram Üniversitesine bağlanacağı şeklindeki bilgilendirme?
Bu habere rağmen korkularım var neden mi?
Haberiniz var mı bilmem? Selçuk Üniversitesi Senatosunda Ereğli?ye fakülte açılması kararı çıktı ve Ereğli Meslek Yüksekokulu Müdürü Galip Oturanç; yüksekokulda düzenlediği basın toplantısında fakülte sevincini dile getirerek fakülte kararında emeği geçenlere teşekkürlerini sundu bile?
Bu gelişme önemlidir ve takibi elzemdir. Kaçırdık demeyelim. Konu bütün kurumlarımızın ve başta payitahtın sorumluluğundadır.
Umudumuzu eğitim ve öğretimdeki kaliteden daha çok, iktisadi yönünden bakmak zorunda kaldığımız bilim yuvamızda ki öğrenci sayısının artmasına bağlıyoruz..
Acı demi?

