Geçen hafta başında Seydişehir özlenen kar yağışına kavuştu. Önce yağmur halinde başlayan yağış, akşamın ilerleyen saatlerinde kar yağışına dönüştü.
Şüphesiz düşen her kar tanesi yaz aylarında çekilecek susuzluğu engellediği gibi son yıllarda hızla azalan yer altı sularımıza da katkı sağlayacağı bir gerçek.
Aynı gün Ülkenin büyük bir kesimi de kar yağışı altındaydı. Ertesi gün gazetelerde ve televizyonlarda ?Beyaz Esaret?, ?Kar Hayatı Felç Etti?, ?Kar Savaşı?, ?Donuyoruz?, ?Kar Esir Aldı? gibi manşetler görünce şaşırdım.
Oysa 2008 yılı yaz aylarında aynı basın ?Susuz Yaz?, ?Küresel Isınma tehlikesi?, ?Yer Altı Sularımız Çekiliyor?, ?Arsenikli Su? gibi manşetler atıyordu.
Şu bir gerçek ki ?Kış aylarında yağan kar, Bankaya yatırılan para gibidir. Zamanı gelince kullanılır? ifadesi karın önemini en güzel şekilde ifade ediyor.
Doğrusu yere düşen her kar tanesini ?bereket? olarak değerlendiriyorum. Kar ne kadar çok yağarsa o kadar seviniyorum.
Çünkü; Ülkemizin tahıl ambarı olarak bilinen Konya ovası,bizim bölgemize düşen kar ve yağmur suları ile sulu tarıma daha elverişli hale geliyor.
Konya ovasına daha fazla su akıtmak için devam eden Beyşehir-Suğla-Apa projesi tamamlanmak üzere. Seydişehir ve Beyşehir? den yılda 400 milyon metreküp civarında su Apa barajına akıtılıyor.
Seydişehir ve Beyşehir ilçelerine kış aylarında ne kadar fazla yağış düşerse Konya Ovasına da o kadar fazla su gönderiliyor demektir.
Ancak üzülerek gözlemliyorum ki, Yoğun kar yağışı ardından halkımız bir saat içinde tüm yollarının kardan temizlenmesini istiyor, birkaç saat geç kalındığı zaman akıl almaz şikayetlerde bulunuyor, ilgili kurumları eleştiri yağmuruna tutuyor ve kar yağışından şikayetçi oluyor.
Oysa yaz aylarında susuz kalmamak için yere düşen kar miktarı o kadar önemli ki. Ne olur yarım gün,bir gün yolumuz kardan kapalı olsa, arabamızı bir gün çıkarmasak ne olur?
Yağan kardan, yolumuzun hemen açılmadığından şikayet edeceğimiz yerde ?düşen her kar tanesini bereket olarak değerlendirsek? Lütfen başımızı ellerimizin arasına alıp birkaç dakika düşünelim. Neden bu kadar sabırsız ve her şeyden şikayet eden bir toplum olduk.
Diyorum ki ?Kar yağsın, günlerce yağsın, metrelerce yağsın?
Yoğun kar yağışı Seydişehir-Antalya yolunda da çok etkili oldu. Kar kalınlığı bu bölgede 1.5 metreyi aştı. Antalya yolu kısa sürelerle ulaşıma kapandı. Ancak Karayolları çok özverili çalışarak yolu ulaşıma açık tutmayı başardı.
Defalarca yazdım, ?Konya-Seydişehir-Antalya birinci sınıf Devlet yolu önemli bir geçiş noktası? bu yol sürekli olarak ulaşıma açık tutulmalı. Bunun içinde ?Seydişehir? e Karayolları Şefliği ihtiyaç değil Şart?
Her ne kadar Seydişehir-Antalya yolu 25. kilometrede Karayollarının bakımevi bulunsa da bu ihtiyaca cevap vermiyor. Kar yağışı başladığı zaman Karayolları temizleme çalışmasına başlıyor, zaman zaman ekipler 24 saat araç üzerinden inmiyor. Evlerinin yolunu unutuyor.
Oysa Seydişehir? de Karayolları Şefliği olsa yol temizleme çalışmasına çok daha kısa sürede başlayacak, yolda kardan mahsur kalan, aracı kayan, soğuktan donma tehlikesi geçiren vatandaşlara daha kısa sürede ulaşılacak, kar temizleme çalışmasına katılan personel evini Seydişehir? e getirecek, yoğun mesai ardından evine ve ailesine saatlerce önce kavuşacak.
Ancak her ne hikmetse Karayolları Bölge Müdürlüğü, Seydişehir? e Şeflik açılmasına sıcak bakmıyor.
Oysa ülkenin önemli geçiş noktalarında Karayolları şefliği mevcut. Seydişehir-Antalya yolu Alacabel mevkii de çok önemli bir geçiş noktası. Ama ne hikmetse burada şeflik bulunmuyor.
Seydişehir Kaymakamının, Belediye Başkanının, Emniyet Müdürünün, Bölge Trafik Amirliğinin bu konuyu Karayolları Bölge müdürlüğü nezdinde dile getirmesi gerekiyor.
Ümit ediyorum ki bölgenin bu talebine Karayolları cevap verir.
Geçen hafta yağan kar beni çok mutlu etti, umarım arkası gelir.

