6 Aralık 2025, Cumartesi
20:20
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Zeki Sönmez, Abdullah Kasap, İbrahim Sağlam, Sezai Polat, Sabri Özen, Hüseyin Erdem, Orhan Doğu, Hıfzı Kocaoğlu, Adile Naşit?in Seydişehir Temsilcisi Melek teyze, Adı gibi saf ve temiz yürekli hizmetli Hulusi abi?

 

Ben ve üstü yaştakilerin ve hatta daha taze zümrenin bile anıları arasında geçen bir kısmı rahmetli olmuş bu isimleri derhal hatırlayacağınız kanaatindeyim.

 

Gecenin sıfır üç otuzunda ateşi kırk tavanına vuran yeğenimi ambulans hızında hastaneye götürdüğüm tarih yıl olarak 2009?u gösteriyordu.

 

Çiçeği burnunda ki bu yılın tüm yaşayanları sanki oradaydı, sanki bütün Seydişehirliler hasta ve hepsi çare sırasındaydı acil kapısında?

 

Farklı bacalardan, nereye, hangi taraftan tüttüğü kimselerce bilinmeyen dumanların savurduğu bunca can, kim bilir hangi dert ile koşup gelmişti doktor kapısına?

 

Hülasa; yeğenimin genç bedenin incecik damarlarına keyif yaparak akan ilaçlı serum cana can katarken tahlil sonucu beklediğim laboratuar koridorunda bir banka çöküvermiştim.

 

Ömür bahçesinde illaki yaşanacak bu çaresizlikleri uykulu gözler ve yarı durmuş kalbimle düşünüp, küçük dualarla onlar adına Rabb?den afiyet dilerken önümden kirli sakallı, genç ama bitap düşmüş birisi geçiverdi?

 

İrkildim?

 

İşte o an, 2009 yılının bir soğuk ocak gecesi girdiğim hastane koridoru tek karede 1975 yılının okul koridoru oluvermişti? Mübalağasız söylüyorum yarı durmuş kalbim puslu gözlerle aynı kareye şahit olmuştu. Karede ki adam Hulusi ağabeydi?

 

Yana düşük omuzu, başı yere yüz yirmi derece eğimle gımıl gımıl yürüyen o adam Mahmut Esat Orta okulunun emeği tınal sobaların külleri ile savrulup gitmiş, unutulmaya yüz tutmuş en saf karakterli adamıydı.

 

Dikkatimi ona yoğunlaştırmışken diğer yönden gelen bir sesle tekrar irkildim?

 

Yürüyen adam hizmetli Hulusi abi ise; bu ses kime aitti? Kalktım sese yürüdüm. Konuşan ta kendisiydi. Koridorun ışıksız bölümünden hacet kapısına gidense büyük mahdumu?

 

Yıllardır görmüyordum onu. Sordum. Hulusi abi hayırdır? Başladı anlatmaya bir dokun bin ah işit elmacık kemikleri yerinden fırlamış, yılların yükü asaletle yüzünden fışkıran bu güzel adamdan...

 

Tıkanan bacadan dönen duman onu, küçük ve büyük oğlunu zehirleyip müşahede odasına atmakla kalmamış kömür kokusu iliklerine kadar işlemişti adeta? Bir yıl önce vefat eden evin annesinin eksikliğinden soluk yüzlere ve kıyafetlere yansıyanlar ise cabası?

 

Nakış misali el yazısını hatırladım onun, alıç satıcısı şaşı amca, melek kalpli hizmetlimiz Melek Teyzeyi, yolu Mahmut Esat Ortaokulundan geçen binlerce değere değer katan bir kısmı rahmetli ismi kalplerde mahfuz muallimleri,

 

Çift dikişle sınıfımıza düşmüş, Turgut Kavruk, Adil Sefa, Ahmet Bulut?u düşürdü aklıma?

 

Atı Kaban, Fikret ve Yavuz ünlü topçu ikiz kardeşler, Adnan Kaya, Mustafa Kabakçı, Metin Gözetici, Ömer ve Evrensel Toton kardeşler, Mehmet Kabay, Nihat çetin ve daha nice dostu hatırlattı bana?

 

Boş telaştır gidiyor hayat, alavımızdan pilavımızı görmüyor yalnızca kendi bacamızdan çıkan dumanla haşır, bencilliğimizle neşir olup gidiyoruz.

 

Bendenizi 2009?dan 70?li yıllara götürüp benliğime çuvaldız dürten Hulusi abi?!

 

Senin saflığınla özür diliyorum dünde kalmış ihmal ettiğimiz dostluklardan...

 

Özür diliyorum ?her bacadan bir duman tüterde nereye tüter kimse bilmez? cümlesini özümsediğim halde seni unutan benliğimden?

 

Yaşı ben misali dalyanın yarısı olmuş dostlar farkında mıyız? 

 

Tren kalkıyor ve bir daha asla dönmeyecek?

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
Etiketler: #yazilar
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı