BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

“Yazı yazmanın çok zor olduğunu, bu işin çocuk oyuncağı olmadığını” söyleyenler var. Elbette bu sözlerin doğruluk payı var.

Hani derler ya “söz ağızdan çıkıncaya kadar sahibinin esiri, ağızdan çıktı mı sahibi sözün esiri olur” diye? Ne kadar da isabetli bir sözdür. Ağızdan çıkan sözün geri alınması imkânı kalmamıştır artık. Duyan duymuştur ve alacağı dersi almış, sizin kendi hakkında neler düşündüğünüzü de öğrenmiştir.

Yunus Emre şöyle diyor:

“Söz ola kese savaşı söz ola bitüre başı

Söz ola agulu aşı balıla yağ ide bir söz.”

 

Yani “Söz olur savaşı bitirir, söz olur yaraya merhem olur, söz olur zehirli aşı

bal ile yağ eder” diyor günümüz anlatımıyla.

Söz uçar yazı kalır” deseler de artık sözün de kalıcı olduğunu ispata yönelik çalışmalar yapıldığını duydum.

Geçenlerde bir bilim-teknik yazısı okumuştum.‘Yıllar önce konuşulan sözleri bulup kayıt altına alma çalışmasından’ bahsediyordu. Bin yıl önce konuşulan sözler aslında uzay boşluğunda durmaktaymış. ‘Onların derlenip toplanıp birbirlerinden ayırma, tasnif etme, sözün sahibinin kim olduğunu araştırma çalışmasıymış’ bu.O yazıyı tekrar tekrar aramama rağmen bulamıyorum şimdi. Ben birkaç ay önce okuduğum yazıyı bulamazken, elin oğlu ‘on binyıl önce konuşulmuş olan sesleri bulup ortaya çıkarabilir miyim?’ çalışması yapıyor, helal olsun. 

Neyse konumuz o değil. Konumuz yazı yazmanın zorluğu ve güvenlik. Haydi sözü söyledin uçtu gitti... Arkasından atıp tuttuğun kişi de duymadıysa ,konuştukların bir ‘gammazcı’nın kulağına kadar da gitmediyse veyahut da o konuşmayı yaparken ‘yerin kulağına’ uzak bir mahalde isen şanslısın demektir.

Ya yazı öyle midir? Dedik ya ‘söz uçar, yazı kalır.” Ne yazdıysan hangi cümleleri kurduysan yazdıkların tapu senedi gibi her zaman her yerde karşına çıkabilir. İtiraz etme, inkâr etme şansın ortadan kalkıyor bu durumda.

Bu bakımdan yazdıklarına konuştuklarından daha fazla dikkat etmen gerekiyor. Başkalarının gururunu kıracak, itibarını düşürecek, ticaretine, siyasetine, memuriyetine, kişiliğine, ailesine, arkadaşlarına elhasıl bütün çevresine zarar verecek cümleler kurmamaya özen göstermen gerekiyor. Hedef aldığın şahsiyetlerin belgeye ve bilgiye dayanan kusurları bile olsa, bu toplumu ilgilendiren bir şeyse ilgili kurum ve kuruluşlara, şahsını ilgilendiren bir şey varsa bizatihi kendisine doğrudan iletmen gerekirken bunu kamuya ifşa etmen kişilik haklarına halel getirebilir.

Ayrıca yaşadıklarını yazmak, anılarını kayıt altına almak gelecek nesillere doğru bilgiler aktarmak, onların gelecekleriyle ilgili yön levhalarını oluşturabilir. BU yönüyle de yazmanın olumlu yanları vardır.

İçinde yaşadığımız tolumun diliyle yazmak, dilimizi en güzel şekilde yazıya dökmek onu kurum ve kurallarıyla işler vaziyette kullanmak da bizim asli vazifemiz olmaktadır.

Her şeyin iyisini, güzelini, kalitelisini edinmek isteyen biz insanoğlu, bu hayatın en önemli unsurlarından olan iletişim aracımız dilimizi de kullanırken azami ölçüde hassas olmalı, üslubumuzun karakterimizi ortaya çıkardığını asla unutmamalıyız.

Edip, yazı işleriyle uğraşan edepli kimse demektir.

‘Üdeba, Edibler, edebiyatçılar, edebsâhibleri, zarif kimseler’den olalım inşallah.

 

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.