Kimi için kutsal, kimi için çok kolay, kimi için ise tam bayan mesleği olsa da öğretmenlik; layıkıyla yapılması da, hakkının verilmesi de ciddi zorlukların ve sorumlulukların göze alınmasını gerektirir.
Yaşam devam ederken; bir zamanlar öğrencimiz olan birilerinin kişilik ve nitelik sahibi olarak bir yerlerde olmalarını bilmek bizlerin gururu, mesleğimizin ise onurudur.
Kolay bir meslektir öğretmenlik. Eğer işini severek yapıyorsa öğretmen, günün sonunda tüm yorgunluğuna rağmen, evine yüzünde mutlu bir gülümsemeyle dönmeyi başarır çoğu kez.
Kolaydır çünkü işini ne kadar seviyorsa öğretmen, kendi özelinde yaşadığı sıkıntılarını okulun kapısında bırakmayı başaracak ve böylece o sıkıntıların ağırlığını okulda öğrencilerinin karşısında olduğu sürece sırtında taşımayarak, yükünü hafifletecektir.
Kolay bir meslektir öğretmenlik; ay sonunda eline geçen maaşı ile dört kişilik ailesini geçindirmenin yolunu bulduğu ve hatta mesleğine uygun standartların altına düşmeme başarısını gösterebildiği için.
Ve maalesef kolay bir meslektir öğretmenlik; ?kırk yıl kölesi olurum? sözü kendileri için söylenmiş bile olsa, en yakın çevresinden en uzağına kadar makam sahibi olanların üzerinde emeği olmasına rağmen, bu emeğin ve okul sıralarında geçen zamanın çok kolay hiçe sayılabilir olmasından dolayı?kolaydır öğretmenlik.
Öğretmenlik mesleğinin önüne ?kolay? kelimesini getirebilenlerinin penceresinden baktığımızda gerçekten kolay bir meslektir öğretmenlik.
Tüm bu ve benzer sebeplerden dolayı mesleğimiz, birileri için kolay bir meslek iken bizler için kutsal olmaya devam edecektir.
Bu arada isimsiz kahramanlar dedik ya? Hemen yanı başımızda yükselen grafikleri ve azalmayan performansları ile yer alan öğretmenlerimizden bahsetmek istedim.
Karşılaştığı problem her ne olursa olsun her daim sükunetle karşılayan ve cebinde ki son parasını ihtiyacı olan öğrencisine verebilen Muhittin öğretmenim,
Yüreğindeki büyük acıyı derinlere gömme gereği bile duymadan öğrencilerine ve dersine sarılarak tarihi anlatmayan yaşatan Osman öğretmenim,
Öğrencilerin problemlerinde ilk müdahaleyi yapan ve onların ailelerinden biri olmayı başaran öğrencilerin kanatsız melekleri Tülin ve Hülya öğretmenlerim,
Müfredatının içine koca yüreğinde yoğurduğu hikayeleri katarak, dersinde hayatı tüm gerçekleriyle ortaya koymayı başaran Fahrettin öğretmenim,
Yaşamda sağ kolunu kaybetmiş olmasına rağmen mücadelesini sağlam ayakları üzerinde durarak vermeye çalışan ve zorlukların ilerde bize kazanç olarak döneceğini ders performansı ile öğrencilerine farklı açıdan aktaran Nuray öğretmenim,
Genç yaşlarına rağmen girişimci ve vazgeçilmez prensipleri ile öğrencilerine, derslerinde örnek kişiliklerini sergileyerek öğrettikleri yanında, duruşlarıyla kendiliğinden eğitim de verebilen Süleyman ve Mehmet Ali öğretmenlerim,
Yaşam boyu öğrendiklerini dersi ile yoğurarak tüm teorik bilgileri pratiğe dökebilen, on parmağında on marifet taşıyan Enver öğretmenim,
Öğrencilerinin öğrenmeleri gerekli bilgiler yanında okuldan mutlak bir kazançla ayrılmalarını prensip edinen ve karşılık beklentisi olmaksızın öğlen ve ders çıkışlarında öğrencilerine farklı branşlarda olmalarına rağmen okuma pratiği yaptıran Semra ve Bülent öğretmenlerim,
Haklarını ancak yaptığımız ve yapacağımız güzel şeylerle ödeyebileceğimiz binlerce sınıf öğretmenimiz ve ismini burada anamadığım bu mesleğe gönül vermiş tüm öğretmenlerim hepinizin karşısında kendi adıma saygıyla eğiliyorum?
Yaptığımız işin sorumluluğunu ömür boyu üzerimizde taşıdığımızı fark edemeyenlerin mesleğimiz hakkında konuşurken bir kere daha düşünmeleri dileğiyle?
Sevgiyle kalın?

