6 Aralık 2025, Cumartesi
16:24
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Filistin bir sınav kağıdı 

Mümin kulların önünde 
                                 C. Zarifoğlu

28.12.08 tarihli İsrail?i telin mitingindeydim. Pazar günü yani.
Doğrusunu söylemem gerekirse uzun zamandır bir mitinge katılmamıştım.
Mitinglerin işlevi Müslümanlar için en azından doksanlı yıllardaki kadar sıkı değil.
Ben böyle inanıyorum. Belki de bundandır, koşa koşa gittiğim çok azdır.
Pazar günü Orhan Gazi, öğleden sonra Kayalıpark?ta birkaç derneğin birleşmesiyle gerçekleştirilecek bir mitingin yapılacağını söylediğinde Gazze?yi düşündüm. Katliamı, kadınların ve çocukların uğradığı büyük zulmü düşündüm. Mitinge katılacaktım evet. Uzun yıllar sonra?

Miting alanına gittiğimde platform üyeleri kürsüde yerlerini çoktan almıştılar.
Ön tarafta belli işaret ve pankartlarla dernekler, gruplar hemen kendini belli ediyordular.
İşaretlerle, sloganlarla kimlik belirlenebiliyor ve uzaktan iyi bir gözlemci için jargon okumalarına hemencecik katkı sağlayıveriyorlardı.

Filistin?i, Gazze?yi düşünmek üzünç, bizim kalabalıktakileri düşünmek gülünçtü.
Müstehzi, sarkastik bir tutum değil bu. Gerçekten de öyle ama?

Uzun etmeyelim.
Müslümanların dayanışmacı tutumu göz yaşartır cinstendi.
Fakat bu, gözlerimin yaşarması, duygulanışım (metaforik bir anlamda duygulanışım yani) uzun sürmedi. Hemen birkaç metre solumda bir hengame yaşanmaya başlandı.
Bir pankart yırtılmaya çalışılıyordu ve bir grup genç de bu pankartı kurtarmanın ve müdahale eden kişiye direnişin endişesi içerisindeydi. Yırtılmaya çalışılan pankartta ?İnsanlık yanıyor, dünya Erbakan?ı arıyor? yazıyordu. Yirmi dakika kadar bu kargaşa devam etti.
Konuşmacı Derviş Argun, ?Müslümanlar, kardeşler, arkadaşlar, dostlar? diye ne kadar ünlediyse pek bir kârı olmadı. Ta ki uğultu ve karışıklık kendi haline akıp duruluncaya kadar?

Olaya bakar mısınız?
İsrail?i telin için bir araya gelmiş şu insanların çiğliğine bir bakar mısınız?
Birbirlerine düşman gibi davranan insanların bir arada olması ve bir konsept üzre ortaya çıkışları ve aykırı tutumları bize neyi söyler?!
Ya kusura bakmayın ama İsrail?i değil ama kendinizi telin etmelisiniz önce. Yazıklar olsun!
AGD?li gençleri tahrik etmenin faydası ne? O tahrik edici kişinin gerçek niyeti ne? Kimdi o?
Güldürmeyin beni, kimsenin tahrik ettiği falan yok aslında.
Müslüman?ımızın milletimizin tahrik edilmeye ihtiyacı yok ki. Çünkü bu muhafazakar, yontulmamış güruh her an kendi kendini provake edebilecek dinamiklere sahiptir maşallah.
Geçin beyler geçin buraları.
Telin mitingi 500 ya da 1000 kişilik bir topluluğun bile kendi içerisinde kargaşası anlamına geliyorsa geçmek lazım İsrail?i, Amerika?yı?
Kimi radikal İslamcılık çıkmazlarının esaretinde yaşamaya devam ediyor, kimi ise eski keskinliğine bir de domokratik tutumlarını eklemlemiş, partici de olmuş durumda.
Kimi particidir ama şimdilerde mevcut hükümetten fena halde nefret etmektedir. Bu sebeple bütün meseleyi liberalleşmiş bir muhafazakar parti etrafında ele almaktadırlar. Bütün faturalar şimdiki yüksek oy sahibi partiye kesilmektedir. Mesele fasit dairede kalmaktadır.
Kimi benim çatım altında olmalı bir organizasyon olacaksa, tiribine sıkı sıkıya sarılmıştır.
Kimi bizim tarikatımız, cemaatimiz bu tür eylemlere pek izin vermez diyerek İsrail?i telin işini gece evradına ertelemektedir.
Kimi sev-genç bir puştlukla gün tüketmektedir.
Kimi ilim bende diye gerinmektedir. İlim varsa teline ne hacet, öyle ya.
Kimi entelektüel, aydın edasındadır; zaten onun için hiç gereği yoktur Filisin?i düşünmek gibi işlerin vesaire?
Oldu iki gözüm oldu.
?Müslümanlar kardeştir? oldu!...



Miting için lehte ve aleyhte kısa kısa notlar:

1) Mikrofondan sloganlar kesilmemeli.
2) Mustafa Akmeşe fazla bağırmamalı.
3) Sloganları özellikle her zaman Tekbir Osman attırmalı.
4) Platformlarda bütün dernek üyeleri kürsüde boy göstermeli.
5) Adem Ceylan ağabeylerinden sahnede yer alma konusunda biraz ders almalı. Sahnede iğreti durmamalı.
6) Eylemde buluşan bütün derneklerin isimleri falan sık sık zikredilmeli ve ?biz buradayız, bak biz de varız? şişinmelerine katkı sağlamalı ki millet havaya girebilsin!
7) Gazze?yi, Filistin?i ad etmeden kavga yapılmalı şayet kavga edilecekse. Canı kavga isteyenlerin orada bu işi bir daha yapmalarına fırsat verilmemeli, diyecektim ama vazgeçtim. Kime dersiniz?
8) Niteliksel yeterliğinden endişe edilen eylemlerde bari nicelikselliğe önem verilmeli ki o kadar insanın ?müsait Pazar? gününde orada buluşmalarının bir anlamı olsun, değil mi?
9) Heda-Der hep Kayalıpark?ta olurdu, hatta milli mekanıydı onların ve fakat bu platformda yoktular galiba, niye?
10) İHH, Mazlum-Der, Çıdam, AGD yeterince isimleriniz zikredilmediğinden huzursuzluk duymayınız. Siz hep zikredilmek istiyorsanız söyleyin, gece gündüz isminizi, derneğinizi yazalım ve koro halinde zikredelim hatta. Ne dersiniz?!
11) Bir de eskiden şu slogan vardı. Eskiden yani. Seksenli doksanlı yılların meşhur sloganıydı sanırım. N?oldu o slogana: ?İnançlı kadrolar omuz omuza? Nereye gitmişler acaba bu inançlı kadrolar? Buharlaştılar mı?
12) Nikos Kazancakis?in ?Kardeş Kavgası? romanını okumayanlara hemen tavsiye edelim. İğneliyor muyum, hayır! Kesinlikle iğnelemek değil, düz mantıkta espri ve metaforik ifade barınamaz çünkü. Bir de oturup şu espriydi, şu imgeydi, mecazdı anlatamam öyle. Kusura bakmayın ama böyle yani.

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
Etiketler: #yazilar
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı