BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Yıl 1996 Ekim ayı. Yer Kaddafi?nin çadırı.  Başbakan Erbakan ile Libya Lideri arasında geçen, daha doğrusu Libya Lideri?nin ağzından dökülen, Türk Milleti?ne öğütler(!) veren sözler?

 

O tarihte; kimi; ?Başbakan Erbakan?ın devlet adamlığı tecrübesinden kaynaklanan nedenlerden dolayı aynı şekilde karşılık vermediğini? söyleyerek, Sayın Erbakan?ı savunmuş, büyük bir kesim de, Sayın Erbakan?a ağza alınmayacak laflar ederek, ?Türk Milleti?nin başını öne eğdirttiğini, bir ?çadır bedevisi?nin sözleri karşısında milleti temsil eden bir başbakanın derhal Libya?yı terk etmesi gerektiğini ama onun, geziye devam ettiğini? belirten sözler sarf etmişlerdi.

 

O günkü gazetelerde;

 

Millet bunun hesabını sorar (Hürriyet)

 

Bu ne pişkinlik (Hürriyet)

 

Dış politika iflas etti (Cumhuriyet)

 

Hükümete istifa baskısı (Cumhuriyet)

 

Kaddafi?den saygısızlık (Cumhuriyet)

 

Hoca istifa etsin (Mesut Yılmaz)

 

Kaddafi Erbakan?ı çok fena harcadı (M.Ali Bırand)

 

Kadayıf?ın 100?ü kızardı (Milliyet)

 

Elçiyi çağırdık(Milliyet)

 

Libya Faciası(Milliyet)

 

Bu ayıbı meclis temizlesin (Sabah)

 

Çıplak bir bedevi, ülkesinde konuk olarak bulunan Başbakan Erbakan ve Türk Heyeti önünde Türkiye?ye hakaret yağdırdı(Sabah),

 

şeklinde manşetlere ve köşe yazılarına şahit olunmuştu.

 

 Hürriyet Gazetesi Baş Yazarı Sayın Oktay Ekşi, 2003 yılında; Devlet Bakanı Sayın Kürşat Tüzmen?in Irak?ta yaşadığı bir olay sonrasında 14 Ocak 2003?te yazdığı bir yazıda;

 

?Doğrusu bizde de yönetim zaafı var. Ne yazık ki devletimizin kurulu mekanizmaları bunları gizleyemiyor. Ve Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in Bağdat'ta başına gelen gibi nahoş olaylar önlenemiyor.

             Tıpkı bir tarihte Necmettin Erbakan'ın başına Libya'da gelen olay gibi.

             İkisinde de sadece devletimizi değil, ulusumuzu da rencide eden sahneler yaşandı.

              İşin kötüsü, ya ulusal hafızamız zayıf olduğu için yahut gücümüz yetmediği için bunları sineye çekiyoruz. Ve her sineye çekişimizle de bir yeni nahoş olay için başkalarına cesaret veriyoruz.

              Ve koskoca Türk ulusunu, Türkiye Devleti'ni temsil eden bakan oracıkta şaşkın kalıveriyor.

             Neden bir Amerikalı bakana, İngiliz yahut bir Fransız bakana veya İsrailli yahut Yunanlı bakana bunlar yapılmıyor da böyle nahoş olaylar hep bizimkilerin başına geliyor?
    
            Necmettin Erbakan aklına estiği için Libya'ya gidip Kaddafi'den azar işitmişti. Üstelik Türkiye'de bülbül gibi konuşan Erbakan'ın orada ağzından nerdeyse tek kelimelik yanıt çıkmamıştı?
diyerek esip gürlüyordu.

 

Şimdi soru şu: Sayın Erbakan?ın Libya gezisinde yaşadığı olay karşısında takındığı, ya da takınmadığı tavır mı yanlıştır, yoksa Davos?ta Türkiye Cumhuriyeti Devleti?nin Başbakan?ı sıfatıyla bu tavrı sergileyen Sayın Başbakanımızın tavrı mı yanlıştır? İki olaydaki tavırlar tamamen zıt tavırlardır ama sizin her iki olaya verdiğiniz tepki de aynı doğrultudadır. Aslında sizin tavrınızda bir çelişki yok mudur?  

 

Sayın Erbakan?ın tavrına; ?Türkiye?de bülbül kesiliyor, yurt dışında ağzından bir tek kelime çıkmıyor? diyerek sert tepki gösterip, Sayın Başbakan?ın tavrından dolayı ise; ?Davos?ta Skandal? başlığı atıp,  Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı için, ?pazarlamacı başbakan?, ?kaba başbakan? nitelemeleri yaparken, İsrail Cumhurbaşkanı içinse;  ?olgun devlet adamı?  diyerek safını belli edenlere inanacak kadar aptal bir insan topluluğu mu vardır karşınızda?

 

Büyük Türk Milleti!

 

Anlaşılıyor ki, bunların derdi üzüm yemek değil. Sayın Başbakanımız, bunların 15 gün önce söylediklerini, ya da yazdıklarının aynısının fotokopisini çekip sonra da çıksa kürsüden kelimesi kelimesine, harfi harfine okusa inanın ona da karşı çıkarlar. Çünkü bunlar artık iktidarın söylediklerine, icraatlarına bakmıyorlar. Bunlar icraatların kimin elinden, sözlerin kimin ağzından çıktığına bakıyorlar. Bunlar böyle bir yol izliyorlar ama millet bunların ne yaptıklarının, ne söylediklerinin de elbette farkındadır.

 

Davos Olayı?ndan sonra yapılan bütün anketler, % 90 gibi bir oranın üzerinde, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının haklı bir tavır ortaya koyduğunu gösterirken, CHP hariç bütün partilerin liderleri bu tavrı desteklerlerken, bazıları hala neyin peşindeler anlaşılması mümkün değildir.

 

Sürekli olarak ?teslimiyetçilikle?, ?dik durmamakla? suçlanan Sayın Başbakan, bu hareketiyle onların istediği tavrı sergilemiş olmuyor mu? Şimdi ne oldu da, ?pazarlamacı başbakan?, ?kabadayı başbakan? oluverdi?

 

Bir de bu hareketin; ?iç politikaya, yerel seçimlere yönelik hareketler? olduğunu söyleyenler var ki, asıl şaşılması gereken sözler de bu sözlerdir. Sayın Başbakan; ?ben böyle hareket edersem, önümüzde de yerel seçimler var, bunlar benim bu hareketimi yerel seçimlere yönelik hareketler olarak görürler. Neme lazım,  sesimi çıkartmayayım? deyip, 71 milyon 500 bin nüfusa sahip bir ülkenin başbakanının; kolundan, omzundan çekiştirenleri; parmaklarını uzatıp; ?gözlerini oyarım senin? dercesine yapılan hareketleri sineye çekseydi, sonra da ellerini sıkıp, bir de kucaklayıp Türkiye?ye dönseydi ne yazacaktınız?? bunları da yazın köşelerinizde.

 

?Siz kendinizi akıllı, milleti aptal mı? sanırsınız?

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.