BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

?Duygudaşlık, kişinin kendisini başka bir bilincin yerine koyarak söz konusu bilincin duygularını, isteklerini ve düşüncelerini, denemeksizin anlayabilmesi becerisi.? (TDK)

 

?Daha konu ortaya atılır atılmaz ani bir refleksle, verip veriştiririz karşımızdakine. Nasıl yapar? Niçin yapar? İnsan bir işi yapmadan önce biraz düşünür değil mi efendim? Bunu nasıl yaptı hala anlayamadım. Onun gibi bir adamın bu hatayı düşmesi olası bir şey değil. Herkesten beklerdim de ondan asla beklemezdim. Çok yanlış tanımışım, çok. Hiç kimse göründüğü gibi olmuyor demek ki? Bu dünyada babana dahi güvenmeyeceksin arkadaş? ve daha nice yorumlar, tavırlar, mahkûmiyetler, ceza kesmeler. Ama asla kendimizi onun yerine koymadan yapıyoruz bunları. Acaba biz de onun gözünü mü kullanıyoruz? Onun gözüyle mi bakıyoruz hayata? Ya da yetiştiğimiz ortam, aldığımız terbiye, yaşam şartları, eğitimimiz, onunla aynı mı? Veyahut da onun yaşadığı olayı biz mi yaşadık da hiç düşünmeden mahkûm ediverdik adamı? Ya da biz bir melek miyiz?

 

Bizim bu yaptığımız iş, bir olayı görmediğimiz halde iddianame hazırlamaktır, şahitlik etmektir, davaya müdahil olup avukatlık yapmaktır, hükmedip karar vermektir.

 

Atalarımız ?acele; bir ağaçtır, meyvesi pişmanlıktır? demişler. Acele ile ?vazifemiz olmayan işlere burnumuzu sokmak? belki de bizi ?kul hakkı? gibi bir büyük günahın içine sokuyor. Belki de duyduğumuz olay hiç de bize anlatıldığı gibi değildir. Gördüğümüz olayın bile belki de bir arka yüzü vardır. Acele ile suçlamaya geçtiğimiz kişinin beyninde kopan fırtınaları, yaşadığı duyguları bilsek, öğrenmeye çalışsak yani empati yapsak, onu suçlayacağımız yerde belki de ona sempati duyacağız.

 

?Göğsü kınalı bir serçe varmış. Gök gürlediği zamanlar tir tir titreyerek yere yatar, gök yıkılmasın diye de ayaklarını havaya kaldırırmış. Bir yandan da "korkumdan kırk kantar yağım eridi" dermiş. Bir gün birisi demiş ki "sen kendin beş dirhem gelmezsin; nerden oluyor da kırk kantar yağın eriyor?" Bunun üzerine serçe şu cevabı vermiş; ?herkesin kendine göre dirhemi, kantarı var; siz ne anlarsınız?"

 

Yukarıdaki masalda verilmek istenen mesaj kanımca şudur: Her insanın -hatta her canlının- olaylara kendine özgü bir bakış açısı vardır. Dışardan baktığımızda bunu göremeyiz ve bu yüzden de onun bazı davranışlarına anlam veremeyiz. Kendimizi karşıdakinin yerine koyup olaylara onun gözüyle bakabilirsek, ancak bu durumda onun duygularını ve düşüncelerini anlamamız, dolayısıyla da davranışlarına anlam vermemiz mümkün olur.?

 

Empati yapmasını bir becerebilsek çevremizdeki sorunların önemli bir bölümünü halletmiş olacağız.

 

Denemekte sayısız fayda var.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.