BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

 

Yaptığımız her ibadette “uhrevi bir mıntıkaya” girer gibi oluruz.

Ve kendimizdeki günahı, küfür ve isyana dair ne varsa hepsinin silinip süpürülmesini Rabbimizden niyaz ederiz.

Kurban ibadetimizi de Allah’ın rızasını kazanma ve isteğine boyun eğme gayesiyle yerine getirdik.

Bütün mü’minler kimseden emir ve zorunluluk talimatı almadan olağanüstü bir disiplin içinde kurban’ı ve bayramı yaşadılar.

Günümüzde insanlar birbirinden uzaklarda yaşıyor.

Dini bayramlarda binlerce insan –yakınlarına yakınlaşmak için- yollara dökülüyor.

Sıla-ı rahime gelen- gidenleri yolculuk- meşakkatli de olsa – yıldıramıyor.

Dini bayramlardan başka hangi gelenek uzakları yakın edebiliyor?

Çehreleri gülümseten, hüzünlü gönülleri sevince boğan, açları, yalnızları, derdini dile getiremeyen çaresizleri dini bayramlardan başka hangi gelenek hatırlatabiliyor?

Rabbimizin bize armağanı olan bu özel günlerimizin (bayramların) değeri ve yakınlaşmadaki rolü ne kadar büyük.

Kurbanın ve bayramın temelinde “vahiy” vardır.

Hz.Peygamberimiz  “Babanız İbrahim’in sünnetidir.” dediği kurban ibadetini hem kendisi yerine getirmiş, hem de ümmeti kanalıyla günümüze kadar yaşatılmasına vesile olmuştur.

Allah’ın rızası yanında kurban ibadetinin fert ve toplum yararı da ön plana çıkıyor.

Kurban; geçen yıldan bu yana hayatta kalışımıza, sıhhatte oluşumuza, maddi imkana sahip oluşumuza, daha binlerce nimete erişmişliğimize şükretmenin ifadesidir.

Kurban’ı Allah’ın emirlerine muhalif hareketlerimizden veya yaptığımız amellerin noksanlığından dolayı oluşan kusurlarımızın affına vesile olmasını inşallah umuyoruz.

Hz. Peygamber “Arefe günü, kurban günü ve teşrik günleri biz Müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme içme günleridir.”  buyurur.

Kurban ile, Hz. İbrahim ve İsmail gibi baba-oğul iki seçkin insanın sevinç şölenlerine biz de simgesel bir ifade ile iştirak etmiş oluyoruz.

Bu özel günler sevinme, yeme, içme günlerimizdir.

Nitekim senenin her gününde  oruç tutmak caiz olduğu halde, ramazan bayramının birinci günü ile, kurban bayramının dört günü  oruç tutmak yasaklanmıştır.

Dünyanın gidişatına bakıp Müslümanların perişan haline; harap olan şehirlere, yıkılan hanelere takılıp kalıp da sevin(e)meyelim denemez.

Acı da yaşanacak sevinç de yaşanacak. Bir yerde hem düğünler hem de ölümler oluyor.

Mazlumlar sabretmenin sevabını alacak. Onlar için fiili kavli dua edenler de mükafatını görecek.

Kur’an da; kurbanın kan ve etinin değil, kesenin dini duyarlılığının Allah’a ulaşacağı bildirilir.

Öyle ise Kurban Allah’ın rızasına uygun şekilde kesilip, uygun yerlere sarf edilmelidir.

“Hayırlarda yarışın” (maide suresi:48) emrini kılavuz edinen onlarca sivil toplum kuruluşu ve binlerce yardım gönüllüsü kurban etlerinin uygun yerlere ulaştırılması için yollara düştü.

Biz rahatımızla evimizde aile-i efradımızla bayram ederken onlar dünyanın ve ülkemizin dört bir yanında – zorluklara ihtiyaç sahiplerine gönül ve yardım köprüleri kurdular.

Ve “Allah razı olsun” dualarıyla döndüler.

İnanıyorum ki onlar hayır ve hasenatta “önde gidenler” nimet ve cennete girmede “önde olanlardır.”

Bu seneki kurban da bayram da geldi geçti. Bu olağanüstü günleri kendi Bayram ve Kurban anlayışımıza göre yaşadık.

Kurban ve bayramınızın manevi bereketinin bol olmasını diliyorum.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.