BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

İnsan acizdir, zayıftır, ihtiyaçları için kıvranmaktadır. Yalnızlık, çaresizlik, felaketler, musibetler, hastalıklar karşısında teselliye muhtaçtır.

     İnsanoğlu “Nereden geldik”, “Niçin doğduk”, “Neden ölüyoruz”, “Ölünce nereye gidiyoruz” gibi akıl ve duyu organlarıyla çözülemeyen meçhullerle dolu sorular karşısında suskundur. Ölüm ve tabiat olayları karşısında çaresiz kalmaktadır.

     Bu ve benzeri soru(n)lar karşısında insanoğlu, yüce, kudretli, ulu bir varlığın olduğuna inanma, himayesine sığınma, O’ndan yardım dileme ihtiyacını hissetmiş. Onun gönderdiği dine sığınarak korku ve üzüntülerinden kurtulup huzura kavuşmuştur.

     Din duygusu insanın doğuştan getirdiği bir duygudur. Hiçbir dinden haberi olmayan, Peygamber sesi duymamış bir kimse bile -aklını kullanarak – Allah inancına sahip olmakla yükümlüdür.(İslam İlmihali: Cilt:1 Sayfa:82)

     Hz. Âdem ilk insan ve aynı zamanda ilk peygamberdir. Ve kendisine bildirilen din de TEVHİD dinidir.

TEVHİD: Hak Teâlâ’nın varlığına, birliğine inanmaktır.

      Hz. Âdemden, Hz. Muhammet (s.a.v) e kadar bütün peygamberlere, ümmetini TEVHİD ‘e davet etmeleri bildirilmiştir.(Enbiya Suresi:25)

       Peygamberler dünya halkının önderi, insanların en faziletlisidir. Getirdikleri dinin ortak adı da “İSLAM” dır.

       Peygamberler tebliğlerinde, insanları Tevhide yani Allah (c.c)’ın birliğini eşsiz, ortaksız olduğunu, güç ve kudretin Allah’ın elinde bulunduğunu ilan ettiler. Bütün ömürleri TEVHİD’e davet ve telkinle geçti. Bu yolda büyük sıkıntı çektiler. Her türlü tehdide, musibete, üzüntüye katlandılar. Kur’an’da, Rasulullah’a itaatin Allah’a itaat manasına geldiği belirtilmektedir.(Al’i İmran:31)

TEVHİD: “LA İLAHE İLLALLAH” yani “Allah’tan başka ilah yoktur.” Demektir. Kâinattaki var olan her şey Allah’ın varlığına, âlemdeki nizam ve ahenkte Allah’ın birliğinin delilidir.

       Kur’an’da şöyle buyrulur: “Eğer Allah’tan başka ilah olsaydı dünyanın nizamı bozulurdu.”(Enbiya Suresi:22) Yani iki ilah arasında idare etme, üstün olma hususunda anlaşmazlık ve çekişme meydana gelirdi ki o zaman da kâinatın nizamı bozulurdu. Bir köyde iki muhtar, bir ülkede iki kral, insanlık tarihinde görülmüş değildir.

TEVHİD: Hak yolunun başlangıcı ve Allah’a (c.c) imanın ilk basamağıdır. Tevhid: Allah’ın (c.c) himayesine sığınmaktır. Velisi Allah olan mü’minin elbette yolu aydınlık, zihni berrak, kalbi huzurlu ve nurlu olur. Mü’minin özüne TEVHİD’i perçinleyen Rabbimize hamdolsun.

      Biz mü’minler yeni doğan çocuklarımızın sağ kulağına EZAN, sol kulağına KAMET okuruz ki dünya hayatına TEVHİD ile başlasın. Efendimiz “ölülerinize, ölmek üzere olan hastalarınıza “La ilahe illallah” sözünü telkin ediniz.” Buyurur ki Tevhidle başlayan hayat Tevhidle sonlansın.

Efendimiz “Kimin son sözü “La ilahe illallah” olursa cennete girer.” Buyurdular ki mü’min Tevhide daha bir iştiyakla sarılsın. Kelime-i Tevhid ve Şehadet, tesbih, tekbir Müslümanın hayatında en çok tekrar edilen metinlerdir.

     Allah’tan başkası adına kesilen hayvanın etinden yemeyiz. Allah’tan başkası adına yemin etmeyiz. Günde beş vakit okunan “ezan”da getirilen “kamet”de Tevhidi Allah’ın ululuğunu, birliğini ilan ederiz.

    Namazlarımızın içinde ve bitiminden sonra aldığımız tekbirlerin sayısı 450’ye yaklaşır. Bayramlar ve Hac ibadeti de Tevhidi ilan günlerimizdir.

“İHLAS”Suresi İslam inancının özüdür. İhlas Suresinin bir adı da Tevhid Suresidir.

    Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kim İhlas Suresini okursa Kur’an’ın üçte birini okumuş olur.”

    Âlimler şöyle der: İhlas Suresi 1.Allah’ın birliğini, 2.Allah’ın mükemmelliğini, 3.Allah’ın ezeli ve ebedi olduğunu, 4.Allah’ın yüceliğini ispat ettiği için Kur’an’ın üçte biri sayılır. Bu sureyi okuyana Kur’an’ın üçte birini okuyana verilen sevap kadar da sevap verilir. (Safvetüt-Tefasir Cilt:7, Sayfa:447)

    Bu görüşlere dayanılarak ihlası üç defa okumakla bir hatim sevabı umulur. Ve halk arasında “üç ihlas”,“bir fatiha” (üç kulhü bir elham) okumanın (duymanın) sırrı bu olsa gerekir.

    Efendimiz (s.a.v) bir hadislerinde şöyle buyurur: “Hepiniz cennete gireceksiniz. Ancak sahibinden kaçan deve gibi Allah’ın rahmetinden kaçanlar müstesnadır.” Sahabeler “Allah’ın rahmetinden böyle kaçan kimlerdir” diye sorunca cevaben “La ilahe illallah” demeyen kimselerdir. Diliniz tutulmadan “La ilahe illallah” demeye devam ediniz. Zira o ihlas kelimesidir. Tevhid kelimesidir. Takva kelimesidir. Kelime-i Tayyibedir. Hakka davet kelimesidir. O yapışılacak en sağlam bir halkadır. Cennetin bedeli odur.” (İhya Cilt:1, Sayfa:857)

    Tevhidin karşıtı “şirk”tir. Mü’min TEVHİD inancını muhafaza ederek sürdürmelidir. Allah’tan başka bir varlığa “yaratılmışlık üstü” bir konum verilmemelidir. Her yerde ve her şeyde Allah (c.c)’tan başkasının tesir ve hâkimiyetinin bulunmadığı bilinmelidir. Allah’tan başka hiçbir varlık kutsanmamalıdır. Allah’a kul olmak en büyük şeref, başkasına kul olmak en büyük zillettir.

     Bütün peygamberler ve evliyalar en büyük saadet ve zevklerini TEVHİD ‘i tebliğ, tekrar ve ilan ederek bulmuşlardır. Hamdolsun Tevhid inancıyla doğduk. Rabbim bizi, neslimizi tevhitte sabit kılsın. Tevhidi zikrederek emanetini alsın.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.