İnsan sadece bedensel bir varlık değil ki.
İnsanın bir de RUH tarafı var.
Yani, insan RUH ve BEDEN’den teşekkül eder.
Zenginlik, şöhret, konfor, şehvet, keyif gibi... Zevklerin tatmini insanı mutlu etmeye yetmiyor.
İnsanın diğer yarısı olan ruhun da gıdaya ihtiyacı var.
Ruhun mahiyeti bilinmez. Ruhun varlığı bilimsel ölçülerle kanıtlanamaz.
Ruh, insanın özüdür, canıdır.
Yani can dediğimiz aslında ruhumuzdur.
Ruh, Allah’ın HAYAT sıfatındandır.
Ruh, din ile Kuran’la, zikirle beslenmezse, işte o zaman insanda sıkıntılar başlar.
Sıkıntılar morali bozar, sinirleri gerer.
“Canım çok sıkkın, psikolojim bozuk” diyenler doğru doktora koşuyor.
Hastaneler full dolu.
Uzmanlara göre Türkiye’nin yarıya yakını depresyondaymış.
Antidepresan ilaçlarının kullanımı da yüzde yüz artmış.
Bu ilaçlar ruhu düzeltelim derken vücut sağlığını da bozuyor olduğunu uzmanlar söylüyor.
Elbette tıbbi tedavi olunacak. Fakat manevi gıdanın eksikliği ruhu zora sokar.
Ruhî İLAHÎ olmayan hiçbir şeyden tam olarak şifa göremez. Kur’an’da “Bilin ki kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” buyrulur.
Canı sıkkın, morali bozuk insanda huzur olmaz.
Böylelerinin çoğunlukta olduğu toplumda, insanlar kendilerini güven ve emniyette hissedebilir mi?
Caddeler, sokaklar, stadyumlar, pazar yerleri asabi ve kızgın insanlarla dolu.
Her tarafta kavga, şiddet, cinayet.
Ortalık adeta bela kaynıyor.
Çoğu insanlar hem öfkeli, hem de mutsuz.
Bu durum insan ruhundaki bozulmanın dışa yansımasıdır.
Manevi bağlar zayıfladı.
Hoşgörü ve kardeşlik yerini öfke ve şiddete bıraktı.
Şefkat, merhamet, sevgi, saygı bağları bir bir kopuyor.
İnsanlık, iman zaafiyeti ve ahlâki çöküntünün en acı ızdırabıyla kıvranıyor.
İMAN ZAAFİYETİ
Ruhî bunalımların baş sebebi İman zaafiyetidir.
Din ile bağını koparmışların içinde bir boşluk oluşur.
O boşluğu; para, şöhret, konfor ve lüks yaşamla doldurmaya çalışır.
Bunlarla mutlu olamazsa, alkol, uyuşturucu, kumar, fuhuş gibi kötü ve tehlikeli alışkanlıklarda huzur arar.
Maddi refahın içinde, dünya zevkinin her çeşidine ulaşmış, şöhretin zirvesinde de olsa maneviyatsızların hayatı mutsuz ve sıkıntılıdır.
Kur’an’da “Kim Allah’ı anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacaktır.” buyurulur. (Tâhâ 124)
HUZURA ERMEDE İNSANIN TERCİHİ
Mutluluğa ulaştıracak yollar insanın tercihindedir.
Dine mesafeli olanlar, din dışı sapık akımlarda mutluluk umarlar.
Deizm, nihizm, ateizm, satanizm gibi.
Lanetli inançlarda huzur ararlar.
Ruha şifa verdiği iddia edilen ilkel terapiler, büyücü, tılsımcı, falcı gibi şeytani şarlatanların kapılarında dolaşırlar. Fakat bir türlü mutlu olamazlar.
İMAN ehlinin huzur kapısı ise Allah’ın himayesi ve sözlerin en güzeli olan KUR’AN’dır.
Kur’an, huzur ve güven kaynağıdır.
Ruhun en derin yaralarına bile şifa, maddi-manevi dertlere deva olacak ilaç ancak Kur’an’dadır.
Beşerin derdine dermandır ancak KUR’AN.
Ona sarılmazsa eğer canavardan da beter insan.
Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol.
Tek yol varsa budur, bilmiyorum bundan başka çıkar yol.
