Kamu kurumlarında özellikle idari binalarda bazı dolapların üzerine yazılan ‘yangında ilk kurtarılacak’ şeklindeki uyarı notu dikkatinizi mutlaka çekmiştir. Öyle ya devlette devamlılık esastır. Birçok vatandaşın bilgilerinin tutulduğu dosyalar, titizlikle saklanıp korunacak ve bir tehlike anında ilk önce kurtarılacak ki hukukun, adaletin her zaman sapasağlam ayakta kalabilmesi için üzerinde durduğu temeller nesilden nesile istikrarın, huzur ve güvenin adresi olsun.
Bizim önceliklerimiz neler? Kısa zamanda çok kazanıp köşeyi dönmek mi? Güzel ve zengin bir eş mi? Kat-yat-araba mı?Şöhret mi? Çocuklarımıza ve torunlarımıza iyi bir gelecek hazırlamak mı?
Zaman içinde önceliklerimizde bir değişiklik oldu mu?
***
Diyanet Eski Başkanı Mehmet Görmez’in bir videosunu izlemiştim birkaç hafta önce. Gazze için “Önceliklerinizi Değiştirin” çağrısıydı konu.
Mehmet Görmez Hoca, Abdullah ibn-i Mübarek’in hayatından aktardığı çarpıcı bir kıssa ve etkili bir anlatımla ile yapmıştı bu yardım çağrısını.
Vakıa şu ki Abdullah ibn-i Mübarek ve beraberindeki kafile Hacca gitmektedir.Konakladıkları bir yerde iaşe olarak yanlarında götürdükleri kümes hayvanlarından birinin öldüğünü fark ederler. Kafiledeki görevli,bu hayvanı yakınlardaki çöplüğe atar. O sırada civardaki evlerden birinden çıkan bir kız, ölü hayvanı aldığı gibi evlerine götürür.Sorumlulukları gereği hayvanın murdar olduğunu, yenmesinin caiz olmadığını hatırlatma ihtiyacı duyarlar. Hatırlatan görevlilere kızın cevabı karşısında adeta donup kalırlar. Kız, kimsesiz ve açlıktan ölmek üzere olduklarını, bu nedenle toklara haram olanın kendileri için olmadığını ifade eder.
Hac yolculuğunu yarıda keserek parasını açlıktan ölmek üzere olan bir aileye verilmesi ve geri dönülmesi talimatını veren büyük İslam âliminin kararı, tavrı ve duruşu ibretliktir. Görmez Hoca, işte bu fedakârlığı örnek gösterip yüreklere dokunan son derece önemli, insani ve tabi ki hayati bir hatırlatmada bulunmuştur.Mübarek’in ismi gibi mübarek bulduğum şu sözü oldu:
“Bu yıl bizim hacdan dönmemiz, bu aileye yardım etmemizden daha faziletli değil!”
Prof. Dr. Görmez, sözüburadan alıp önceliklerimize getirir. Bunlar öyle öncelikler ki en önemli vecibemiz olduğu halde en az dillendirdiğimiz hatta çoğu zaman hatırlamak bile istemediğimiz en zayıf taraflarımızdır:
“İslam medeniyetinde öncelikler fıkhı vardır. Önceliğini kaybeden dindar, dindarlığını da kaybeder. Bugün Gazze’de çocuklar, kadınlar, yaşlılar ateşler içinde yanarken, açlıktan ölürken önceliklerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Bu yalnızca siyasetçilerin ya da tüccarların değil, diyanetin, tekkelerin, dergâhların da önceliği olmalı.
Gazze’de iki yıldır süren katliama dünyanın kayıtsız kalmasını eleştirerek, “Bir mü’min huşû içinde namazda bile olsa bir çocuğun uçuruma koştuğunu görse namazını bozar, onu kurtarır. Bugün Gazze’de yüzbinlerce çocuk uçurumun kenarında. Bu ateş hepimizi yakmadan önce harekete geçmeliyiz.”
Çağrısını “Bu bizim bu sene yapacağımız birçok ibadetten daha faziletlidir” sözleriyle bitiren Mehmet Görmez Hoca, toplumun tüm kesimlerini Gazze’ye insani yardım göndermeye davet etmişti.
Önce kelimesiyle sayıp döktüğümüz önceliklerimiz arasında medeniyetimizde ‘öncelikler fıkhı’ gibi bir kavram olmuş mudur daha önce, doğrusu bilmiyordum; yeni öğrendim.
‘Önce can, sonra canan!’, ‘Önce ev, sonra evdeş’, ‘Önce iş güvenliği’, ‘Önce sağlık’, ‘Önce eğitim’ gibi nice önceliklerimizden hep söz ettik durduk; lakin ‘Önce insan’, ‘Önce ahlak’ denen ilkeyi ya en sona bıraktık yahut çok da umurumuzda olmadı gündelik telaşlarımız arasında.
Oysadünyamızı Rabbimizin çağırıp durduğu selam yurduna ‘Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi, sen de başkasına yapma!’ kuralını;dini, ırkı, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun, insanların en temel önceliği haline getirebilenlerin inanarak, güvenerek veseverek yürüyebilecekleri yoldan gidiliyor.
Ne mutlu böyle bir yolun kutlu yolcularına!
Selamların en güzeliyle…
17 Kasım, 2025
Hacı Halim Kartal

