Beyni geliştirmek veya düşmana maskara olmak
ALİ ERKAN KAVAKLI
Erzurum’da çeşitli okullarda motivasyon, eğitim, zekâyı geliştirme ve başarı sohbetleri yapıyorum. Öğrenciler zekâlarını geliştirebileceklerini öğrendikleri vakit dikkat kesiliyorlar. Okuma, öğrenme, ders çalışma, proje yapmanın zekâ ve yetenek gelişimine etkisini öğrendikleri vakti gözlerini faltaşı gibi açıyorlar.
Daha zeki olmak için daha çok ders çalışma kararı alıyorlar.
Öğrencilere farklı zekâ türleri ve farklı öğrenme metotları olduğunu anlatıyorum ve ekliyorum:
“Her türlü zekâ geliştirilebilir. Herkes zekâsını parlatabilir.
Bunun için karar vermeli ve zekâ geliştiren etkinlikler yapmalısınız.
ÖSYM, YKS’de bilgi ölçmekten ziyade sıralama yapar. LGS tamamen sıralama sınavıdır. Bu sınavlarda beynini etkili kullanan ve zekâsını geliştiren öne geçer.
Bunun için yeni bilgiler öğrenmeye ve programlı çalışmaya önem vermelisiniz.
Her yeni bilgi, sinir hücreleri arasında bağ kurularak hafızaya depolanır. Yeni bilgiler öğrenmek, nöronlar arası yeni bağlantılar kurmak demektir. Yeni bilgi öğrenilmezse sinir hücreleri arasında bağlantı kurulmaz ve beyin gelişmez.
Beynimizin hipokampüs kısmında her gün yeni hücre doğuyor. Öğrenme olmazsa bu hücreler kullanılmaz, israf olur.
Peygamberimiz (sav), iki günü eşit olan ziyandadır, buyurur.
Yeni bilgiler öğrendikçe sinir hücreleri yeni düşünce üretiyor. Beyin, yeni bilgilerle eski bilgiler arasında bağlantılar kurar, kıyaslamalar yapar, bu bilgileri yorumlar.
Beyin faaliyetleri beyni zinde tutar, zekâyı geliştirir.
Sınavlarda öne geçmek ve başarımızı artırmak için beynimizi bilgi ile beslemeli ve daha çok beyin etkinliği yapmalıyız.
Bunun için günlük mutlaka 4-5 saatlik çalışma programımız olmalı.
Beyin öğrenmekten zevk alır.
Yeni bilgiler öğrenmek insana mutluluk verir.
Öğrenmeyen beynini geliştirmez.
Beynini geliştirmeyen ve iyilik yapmayan mutlu olamaz.
Beyin tembelliği ve cahilliği cezalandırır.
Beyin öğrenmeyi, çalışmayı, başarıyı, iyilik yapmayı dopamin, endorfin, melatonin, serotonin denen mutluluk veren sıvılar salgılayarak ödüllendirir.
Yan gelip yatanın, ödev yapmayanın, ders çalışmayanın beynindeki ödül sistemi durur.
Beyin tembel insanı cezalandırır.
Mutluluk veren sıvılar salgılanmadığı zaman insanın canı sıkılır. Can sıkıntısı ile yaşanmaz. Onu unutmak isteyen sigara, alkol, uyuşturucu, oyun bağımlılığı gibi zararlı alışkanlıklar edinir. Bu tür alışkanlıklar can sıkıntısını gidermez.
Can sıkıntısını okumak, öğrenmek, çalışmak, başarmak ve iyilik önler.
Bilim adamları insan beyninde hücre pınarları olduğunu keşfetti.
Prof. Gerd Kempermann, Prof. James Watson, Prof. Elkhonon Goldberg, beyinde her gün yeni hücrelerin yaratıldığını buldular.
Yeni bilgiler, yeni hücrelere yükleniyor, öğrenmek beynin gençleşmesini sağlıyor, öğrendikçe beynimiz büyüyor çünkü öğrendikçe hücreler arasında yeni sinaptik bağlantılar kuruluyor, var olan bağlantılar güçlendiriliyor. Öğrendikçe beyin yenileniyor, genişliyor ve gelişiyor. Yaş ilerledikçe öğrenme devam ederse beyin kendini tazeliyor.
Yeni hücreler, beyin faaliyetleri yapanlarda beyne dâhil oluyor, beyin yenileniyor. Bu yapılmazsa yeni doğan hücreler sabun köpüğü gibi kayboluyor.
Okumak can sıkıntısını önler, öğrenmek mutluluk verir.
Öğretmenler, beynimizi geliştiren en iyi dostlarımızdır.
Kitaplar beyin vitaminidir.
Bilgi insanı üstün hâle getirir.
Allah, Hz. Adem’e ilim öğretmiş, bu sayede meleklerden üstün hâle gelmiş.
İlim sahibini yükseltir, ilim sahibi insanlar memleketlerini kalkındırır.
İlim öğrenmek ancak çalışarak elde edilir.
Sınavlar, çalışıp bilgi sahibi olduğumuzu herkese ispatlamamızı sağlar. İyi hazırlanmalıyız.”
Nafiz Bey Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde konferans verdim. Öğrencilere 4-5 saatlik bir çalışma programı önerdim, benzer program yapmalarını istedim.
Birkaç öğrenci hariç hepsi ellerini kaldırıp program yapma kararı aldılar. Kendilerini tebrik ettim.
Bir öğrenci elini kaldırmadı, sahneye çağırdım. Neden program yapma sözü vermediğini sordum.
-Zamanım yok, dedi.
-Akıllı adam işlerini önem sırasına göre yapar. Öğrencinin birinci işi dersleridir. Saat kaçta eve ulaşıyorsun?
-Dörtte.
-Kaçta yatıyorsun?
- 24’ü buluyor.
-Sekiz saatin var. Neler yapıyorsun?
-Yemek yiyorum, telefonla oynuyorum.
-Telefonla oynamak öğrencinin birinci işi değil. Önemli ile önemsizi ayırmalısın. Okulu bitirince ya başarılı ve mesleğini iyi yapan biri olacaksın veya dostunun yüz karası, düşmanın maskarası olursun.
Yerinde oturanlar bağırdılar:
-Yüz karası, maskara!..
Beytullah biraz düşündü. Yüz karası ve maskarası olmamak için program yapmayı kabul etti.
Alkışlayarak yerine uğurladım.

