Gazze yüreğimde yara ne yapabilirim
Ali Erkan Kavaklı
Elhamdülillah Müslümanız. Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir, bir uzva diken batsa bütün vücut sızısını hisseder.
Kur’an, Müslümanlar kardeştir, buyurur.
Peygamber Efendimiz (sav), müminler birbirine sevmede, birbirine merhamet ve şefkat göstermede tıpkı bir organı rahatsızlandığı zaman diğer organları da bu acıyı paylaşan beden gibidir, buyurur. (Müslim, Birr, 66)
Her mümin sağına soluna bakmadan, kim var kim yok demeden kardeşlik hukukunu dinî vazife olarak yerine getirmek zorundadır.
Kaldı ki Gazze ve Filistin’de olanların zulüm olduğunu buna karşı çıkmanın insanlık borcu olduğunu her vicdan sahibi insan teslim eder.
İsrail zulmüne karşı olmak için insan olmak yeterli, Müslüman olmak şart değil.
Kıymetli dost önceki dönem Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, GAZZE VE FİLİSTİN konusunda insanî sorumluğumuzu anlatan bir mesaj göndermiş. Mesajın en önemli tarafı şu:
“Batı’nın iki yüzlülüğü, insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü sloganları Gazze ve Filistin’de ayaklar altında kaldı. Batı dürüst değil.”
Batılı ülkelerin çifte standart kullandığını tarih bilen veya hafızası sağlam herkes çok iyi bilir.
Bosna’da Müslüman Boşnakların katledilişini seyrettiler. NATO askerlerinin gözü önünde Sırplar, Müslümanları katletti.
İki yüzlülük, İslam ve Müslüman düşmanlığı Batılıları ana karakteri!
Asıl vazife Müslümanlara düşüyor! Biz ne yapmalıyız? Ne yapabiliriz?..
Erol Kavuncu yapılması gerekenler konusunu şöyle sıralıyor:
“Gazze’deki zulüm hepimizin yüreğini kanatıyor, Gazze kanayan bir yara. Her gün daha fazla yıkım, daha fazla can kaybı… Müslümanlar olarak sadece izleyen, sadece üzülen değil; sorumluluk alan, harekete geçen, inancı ve vicdanı doğrultusunda adım atan bir ümmet olmak zorundayız... Bu bağlamda belki birkaç söz söyleyeceğim:
Umudu kaybetmeyeceğiz!
Zulüm ne kadar büyük olursa olsun Allah’ın adaleti ondan daha büyüktür. Umudu kaybetmek, zalimin ekmeğine yağ sürmektir. Müminin duası, sabrı ve azmi, en karanlık günleri bile aydınlatacak güce sahiptir.
Zulmü unutturmayacağız, daima gündemde tutacağız!
Gazze gündemden düşerse zulmün üzeri örtülür. Gündem ne olursa olsun bizler her mecrada; sokakta, okulda, iş yerinde, sosyal medyada, her yerde, her ortamda Gazze’yi konuşmalı, yaşanan soykırımı unutturmamalıyız. Sessiz kalan vicdanlara ses olmalı, unutanlara hatırlatmalıyız.
BOYKOTU SÜRDÜRECEĞİZ
İsrail’i destekleyen, bu vahşeti besleyen markalardan uzak durmak bir tercih değil, bir sorumluluktur. Ekonomik baskı, zalime karşı elimizdeki en etkili sivil direnç yollarından biridir. Boykot, bireysel bir eylem gibi görünse de kolektif bir güce dönüşecektir.
İdarecilerin elini güçlendirmeliyiz.
Adalet ve mazlumdan yana duran yöneticileri desteklemek, cesaretlendirmek… Halkın gücü, yöneticilerin cesaretiyle birleştiğinde zafer muhakkaktır.
Sessiz kalan ya da zalimle aynı safta yer alanları da açıkça sorgulamak, deşifre etmek de tarihi sorumluluktur.
Yardıma devam etmeliyiz!
Malum Gazze’de insanlar sadece bombalarla değil, açlıkla, susuzlukla, hastalıkla da öldürülüyor... Güvenilir STK’lar aracılığıyla yapılan yardımlar, bir çocuğun, bir kadının, bir yaşlının, bir yaralının hayatını, bir ailenin umudunu kurtarabilir. Küçük katkılar, büyük hayatlara dokunur...
Sözümüzü, sesimizi yükseltmeliyiz.
Sosyal medya kampanyaları, gösteriler, imza kampanyaları, paneller, açık mektuplar… Kısacası sesimizi sözümüzü en yükseğe taşımalıyız. Her alanda Gazzeli kardeşlerimizin sesi olmalıyız. Sustukça sıranın bize geleceğini unutmadan, hakikati haykırmaktan geri durmamalıyız.
Birlik ruhunu daima diri tutmalıyız!
Mezhep, coğrafya, etnik kimlik ayrımı yapmadan, ümmet bilinciyle hareket etmeliyiz. Gazze sadece Filistinlilerin değil, tüm Müslümanların onurudur. Birlik olmadıkça diriliş olmaz, diriliş olmadıkça kurtuluş olmaz...
Zalim, sessizliğe güvenir.
Bizimse bu zulüm karşısında en azından sesimiz, sözümüz, itirazımız, isyanımız var.
Vicdanımız var.
Dualarımız, boykotlarımız, yardımlarımız, direnişimiz var.
Ve Allah zalimlerin yaptıklarından asla habersiz değildir!”
Gazze zulmü karşısında herkesin atabileceği adım var. Herkes boykot yapabilir. Marlbora, Algida, Coca Cola, Starbucks, McDonallds, King-Burger vs. hâlâ Türkiye’de iş yapıyorsa her vicdan sahibi ayağa kalkmalı, boykot ürünlerini almamalı, sattırmamalı.
Önce vicdan!...
Önce insan…
İnsanlar vicdanlarını susturmamalı.
Direnmeli, dirilmeli zafere kadar…

