Ümmühan DÜNDAR

MEHMED?İME MEKTUP

09 Temmuz 2020 09:28

Şehadet bakışlı Mehmed’im,

            Gözlerinde mahfi, bir muştu. Bir nişâne âşikar, soluğunda. Peyderpey beliren bir mahşer var avuçlarında.

           

57. Alay’ı görüyorum tennûrende. Kuşanmışsın boylu boyunca şehadeti. Bir neferin dahi sağ kalmadığı nefesi soluyorsun ciğer ciğer. Gökteki yıldız, gözlerin kadar parlamamıştır o zulmette.

           

Seyit Onbaşı’ya değiyor gözlerim sinene dokununca. Bir top mermisini yerinden edecek kadar iman ve itikada bürünmüş. Zafere öyle bir inançla nazar ediyor ki, Ocean’ın yedi ceddi gelse nâfile!

           

Sarıkamış’ı hissediyorum buz tutan kirpiklerinde. Ateşin dahi lerzan ettiği bir düzahta buzdan şerareler damlıyor kirpiklerinden. Geceyi milim indirmiyor gözlerine bir lâhza dahi.

           

Alçıtepe’deki şehadet tütsüsü geliyor kabzandan. Zulmün bürüdüğü adımlara etten duvar olmayı göğüsleyebilen Yahya Çavuş ve birliğinin izi mevcut çünkü mahzeninde. Öyle sıkı kavramışsın ki kabzanı, parmaklarına mıhlı sanki.

           

Bakıyorum da perçemlerine, bir kurban kızıllığına bürünmüş. Bir muştunun habercisi, biçilen kefenin bedeliymiş gibi sanki bu kızıllık.

           

Soluğunda kaybolan Hulusi Bey ve yağız atı Destan’ı arıyor gözlerim. Bataklığa saplanan topu çıkarmak için tâkâtinin üstünde kudret gösteren Destan’ı çekiyorsun içine nefes nefes. Canını vatanı için, dini için serecek kadar fedakâr bir nefes bu.

           

Ve görüyorum Mehmed’im gözlerindeki kanatları. Namludan başkasına kenet vurmayan bakışlarında beliren ‘Eşhedü!’ yankısını dolduruyorum kulaklarıma. Ne kadar fehmini çözemesem de, bir muştunun sevinci var göz kapaklarında. Kabzanda aldığın teyemmüm bunun bir nişânesi değil mi ki?!

           

Muştuya mazhar çehreli Mehmed’im,

            Lisanım el vermez amma, ferah tut sineni. ‘Geçilmezlik’ prangasını vurdun ya Çanakkale’ye. Öyle bir pranga ki, boynuna geçiren esaretten kurtulur, yıkar bendini.

           

Mehmed’im,

            İnşirah insin kudsîyete bürünen yüreğine. Çünkü arşta bir hilal, vuruyor ziyasını kabzandaki teyemmüm izlerine. Sen ferah tut sineni Mehmed’im, ferah tut!

 

                                                                       

                                                                       “Ruhunuz Şâd, Mâkâmınız Âli Olsun…”

 

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

GÜZ HİKMETİ-3
06 Aralık 2020 09:28

GÜZ HİKMETİ-2
01 Aralık 2020 09:28

GÜZ HİKMETİ
25 Kasım 2020 09:28

BİR KENDİLİK MUHASEBESİ 2
09 Temmuz 2020 09:28

BİR KENDİLİK MUHASEBESİ
09 Temmuz 2020 09:28

HAKÎKÎ BİR DÜŞE, ‘YÜREK’LE EMEKLE! / 2
09 Temmuz 2020 09:28

MISRALARIN FETHİ
09 Temmuz 2020 09:28

AĞIR YÜREK
09 Temmuz 2020 09:28

AĞIR YÜREK
09 Temmuz 2020 09:28

ÜSTAD?A MEKTUP
09 Temmuz 2020 09:28

KULLUĞUN LEZZETİ: İHLAS
09 Temmuz 2020 09:28

EMANET EMİN ELLERDE
09 Temmuz 2020 09:28

GELİBOLU
09 Temmuz 2020 09:28

AŞKININ BİR DAMLASINI YÜREĞE SIĞDIRMAK
09 Temmuz 2020 09:28

GÖZLERDEKİ ŞEMS
09 Temmuz 2020 09:28

AŞKINDAN BİR KATRE
09 Temmuz 2020 09:28

BİR SEYYAH
09 Temmuz 2020 09:28

Şehadet çehrelim;
09 Temmuz 2020 09:28

AVUÇLA YÜREĞİNİ, DÜŞ PEŞİNE BİR HAKÎKÂTİN
09 Temmuz 2020 09:28

AVUÇLA YÜREĞİNİ, DÜŞ PEŞİNE BİR HAKÎKÂTİN 2
09 Temmuz 2020 09:28

YÜREK HEYBESİ
09 Temmuz 2020 09:28

DİRİLİŞİN MUŞTUSU
09 Temmuz 2020 09:28

HAKÎKÎ BİR DÜŞE, ‘YÜREK’LE EMEKLE!
09 Temmuz 2020 09:28

Tüm Yazılar