Toroslar'ın "Firari Arı" Avcıları: Doğanın Peşinde Zorlu ve Tatlı Mücadele
Antalya'nın Akseki ilçesinde, arıcılar için yılın en heyecanlı ve en zorlu dönemi başladı. Kovanlarından "firari" kaçarak Toros Dağları'nın derinliklerine yerleşen arı kolonilerini aramak için dağ taş demeden yollara düşen arıcılar, doğal yollarla üretilmiş, kilosu 5 bin liraya kadar alıcı bulan balın peşinde nefes kesici bir macera yaşıyor.
"Bu Bal Şifadır"
Yaz aylarında yüksek yaylalara çıkan arıcılar, dağlardaki oyuk ağaç gövdelerinde ve kaya yarıklarında yeni koloniler kuran "firari arılar"ın izini sürüyor. Bu zorlu arayışın sonucunda buldukları, insan eli değmemiş doğal balı, hassas bir şekilde toplayarak kovanlarına geri taşıyor. Bu balın, Toroslar'ın zengin florası sayesinde daha aromatik ve güçlü bir yapıya sahip olduğunu belirtiyorlar.
Günlerce, Haftalarca Süren Arayış
Uzun yıllardır bu geleneği sürdüren bal avcıları Nisan sonu ve mayıs aylarında kovanlardan "oğul" vererek kaçan arıların peşine düştüklerini anlatan bal avcıları "Bazen 3 günde, bazen 15-20 güne varan bir arayışla, ağaç kovuklarındaki firari arıları buluyoruz. Ancak bal hasadını hemen yapmıyor. Ağustos'un 15'inden sonra, havaların sıcak olduğu günlerde bu şifa dolu balı topluyor.
"Zor Şartlar Ama Zevkli Bir İş"
Toroslar'ın zorlu coğrafyasında arı peşine düşen bal avcıları Zor şartlarda da olsa Aksekiden Seydişehir'den Beyşehir'e, Konya'ya kadar gidiyor.
Doğayla İç İçe, Tehlikelerle Omuz Omuza
Bal avcıları firari arıları bulmak için dağlarda günlerce, hatta geceleri ağaç diplerinde kalarak arama yaptığını anlattı. "Subaşlarında, çeşmelerde, derelerde arıları takip ediyor doğadaki tehlikelerden korkmadığını şu sözlerle ifade ediyor: " 'Ayılar gelir, kurtlar gelir' diyorlar. Gelsinler diyorum, bana bir şey yapmazlar. Ben onların arkadaşıyım."
"Sarı Kızların Emeğine Gönlüm Razı Olmaz"
Her bulduğu kovanda bal çıkmadığını ifade bal avcıları , "Bulduğum doğal kovanları Ağustos'tan sonra hasat ediyoruz. Havalar iyi giderse Kasım ortasına kadar devam eder. Bu, dağların ve Cenab-ı Allah'ın bir lütfudur" ifadelerini kullandı. Kara, sözlerini duygusal bir notla tamamladı: "O 'sarı kızlar' dediğimiz arılar ne emeklerle bal yapıyor. Onları dağda bırakmaya, bir tanesinin bile ziyan olmasına gönlüm razı olmaz. Toprakta da, kayada da buluyoruz ama taştaki arı kendini ısıtıyor, balı daha güzel oluyor."

