BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO
Tayyar YILDIRIM
Tayyar YILDIRIM
Yazarın Makaleleri
Ne yapayım, özlüyorum
  Akın akın köylerden şehirlere koştuk. Boş bıraktık dağlarımızı, yaylalarımızı, otlaklarımızı, köylerimizi. Belki de mecburduk, mecbur bırakıldık göçmeye, doğduğumuz yerleri terk etmeye. Öyle ya, birkaç dönüm par&cced
Kuralsız nizam olmaz
Dünyada mevcut düzen içinde rahat ve huzur içinde yaşamak neredeyse bir sanat dalı olma yolunda. Nasıl ki resim, müzik, edebiyat, heykeltıraşlık, mimarlık ve daha birçok dalı olan sanatsal faaliyetleri icra etmek için bir yetenek gerekiyorsa eğe
Herkes işini yapsa
Millet olarak en büyük eksikliğimiz her konuda bilgiye sahip oluğumuzu zannetmemiz ve bu zanla da bildiğimizi zannettiğimiz konuları çevremizle de paylaşma, onlara dikte etme ihtiyacı içine girmemizdir. Mesela, kulaktan kulağa duyduğumuz falanca yerdeki lokman
Kendi güvenliğimize kurşun sıkıyoruz
Bu hafta iki günlüğüne Konya'dan doğduğum köye, Anne ve Babamın ellerini öpmeye gittim. Köy yolundan her geçişimde bundan 40-50 yıl önceki geçişlerim aklıma gelir. Otomobilin zar zor gittiği, onu da ayda yılda bir aracın geçtiği topraktan el yordamıyla yapılmı
SELAM SÖYLE HASAN'A
İşlerine gelince, sıvazlarlar sırtını, Hata yaptıysan eğer, topla pılı pırtını. Eksilerin görünür, kimse görmez artını Rağbet yalnız makama, unvana bir de "san"’a Bir bana iki sana, selam söyle Hasan’a! Sen çal
“Guranlı Deli Memet”
Hani “deli” derler de, acaba başkasına “deli”diyenler, “deli”nin ne anlama geldiğini bilirler mi? Mesela ben “deli” diye; kendisinin maddi hiç bir menfaati olmaksızın, başkaları için zaman harcayanlara, emek harcayanlara, pa
FARKINDA MISIN?
Vazgeçmek imkansız sanılıyorken; Geçiyor şu gönlüm farkında mısın? Zalimin elinden ecel şerbeti İçiyor şu gönlüm farkında mısın? Her gün dolaşıyor bir gezgin gibi, Bazen mutlu gibi kâh üzgün gibi, Kan
İnsanlığa teknoloji darbesi
İnsan ihtiyaçları önceki zamanlarda sadece kendi bedeni içindi. Özellikle de “boğazını doyurma” çabası diğer bütün çabaların üzerinde bir çabaydı. Gerçi şimdi de öyle ama kendini doyurmak için
Çocuk Çoban’ın defteri
Elindeki meşe değneğini taşlara vura vura ilerliyordu, önündeki keçi ve koyun sürüsünün ardından… Yaşı on üç-on dört ya vardı ya yoktu…  Sırtındaki azık torbasının alt ucu neredeyse yere değecekti. Pantolonun p
Unuttuk
Değerli okuyucularım, insanoğlu meramını bazen bakışlarıyla bazen mimikleriyle bazen hal ve hareketleriyle bazen konuşarak bazen susarak bazen de yazarak düz yazı ile ya da yazdıklarını bir şekle büründürerek şiirsel bir anlatımla karşı tarafa aktarmaya &cced
“Biz tutumlu çocuklarız…”
“Biz tutumlu çocuklarız, para dolu kumbaramız.” Bizler bu sloganlarla büyütülen yaş grubunun insanlarıyız. Kendi köyümde, “idare” denilen aydınlatma aracı ile zaman zaman da “gaz lambası” ve daha sonraki gençli
Bugün siyasete mi dokunsak?
Bugün siyasete biraz dokunuş yapalım isterseniz. Devamlı surette, “aklımızın bizi idare eden en önemli araç olması gerektiğini” ifade etmeye çalışan bir kardeşiniz olarak yine söylüyorum ki, “akıl bizlere Yüce Allah tarafın
Selçukya Şiir Akşamları
1998 yılı öncesinde Konya dışında görev yapmam sebebiyle, Seydişehir’de bulunan ailemi ve doğduğum köyü ziyaret etmemin dışında, Konya ile zaman zaman ve kısa sürelerle  kucaklaşma imkânı bulabiliyordum. 1998 yılından itibaren, gö
“Adalet” mi dedik?
Adaleti temin edecek olanların en başında fert fert bütün insanlar gelir. İnsanın içinde varsa eğer ne kanunlar ne cezalar ne tehditler kısaca ne de her türlü engeller onun adaletsiz davranmasına asla mani olamaz. İnsanoğlunun vicdan denen manevi mekanizma
Umut Benim Ekmeğim
Benim doğduğum köyde benimle aynı yıllarda doğanlar hele hele benden daha önce doğmuş olanlar “narenciye” denilen meyveleri bilmezlerdi. “Portakal nedir?”, “mandalina nasıl bir şeydir?”, “greyfurt diye bir meyve var mıdır?”