BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Fakültede öğrencilik yıllarımızın 3. Sınıfı, 1983 yılıydı. İkamet ettiğimiz Yıldırım Davuddede Mahallesi, Kurtuluş Caddesi üzerinde bulunan ve kasap dükkanı işleten Artvinli bir Mustafa abimiz vardı.

Zaman zaman bizde, bazen alışveriş için, bazen de, hoş sohbet için dükkanına uğrar oturur sohbet ederdik. Bu uğradığımızda, Mustafa abimizi, önceki yıllar ve zamanlara göre, biraz daha durgun ve moralsiz gördük. Halbuki kendisi, çok şen şakrak ve sohbetine doyulmaz birisiydi.

Bu durgunluğu dikkatimizi çekince, ister istemez sorduk. Mustafa abi, durgun ve moralin bozuk görünüyorsun, canını sıkan veya üzüldüğün bir şey mi var diye. Yok abim özel bir nedeni yok. Bu dükkan da tam 22 yıldır esnaflık yapıyorum. Piyasa ve işler biraz durgun, dükkan sahibi de bugün geldi, piyasa fiyatının çok üzerinde bir kira artışı söyledi. O rakamları da benim bu durgunlukta karşılamam mümkün değil. O nedenle biraz canım sıkkın dedi.

Bizde, canını sıkma, piyasa düzelir, inşallah işlerin artar, kiranı karşılar, sıkıntı çekmezsin diye biraz teselli etmeye çalıştık. 2-3 ay sabredeceğini, piyasa açılmazsa, Arabayatağı semtinde bulunan Yenice Mahallesinde Artvinli hemşerilerinin çok ve yoğunluklu olduğunu, hem de biraz kenar mahalle olunca, dükkan kiralarının bu semte ve caddeye göre ucuz olduğunu, hemşerilerinin de kendinden alışveriş yapmayı tercih edeceğini, hem işlerinin iyileşeceğini, hem evinin de aynı mahallede olduğundan dolayı geliş gidiş masrafı olmayacağını, maliyetlerinde düşük olacağı için sıkıntı yaşamayacağını söyledi.

Aradan 2-3 ay geçmişti ki, Mustafa abimizin kasap dükkanı boşalmış ve camında, ‘’Arabayatağında yeni mahalleye taşındık, bizim dükkana borcu olanlar karşıdaki Fırına verebilirler. Kasap Mustafa.’’ diye bir yazı gördük. Bir tanıdığın dükkanını taşımasına ayrı üzüldük. Tanıdık olup, samimiyetimizin olmasına ayrı üzüldük, iyi bir insan olmasına ayrı üzüldük.

Aradan bir yıl geçti, 1984 yılı, sınavların olmadığı bir hafta sonu Haziran ayında, Mustafa abimizi hatırladık. Yanımda bir arkadaşımla birlikte, kasap Mustafa abimi bir bulup ziyaret edelim diye, Yenice Mahallesine gittik, sorduk ve kasap Mustafa abimi bulduk.

Kasap dükkanının karşısındaki cadde de, hıltarlı büyük bir köpek, kasap dükkanının önündeki cadde de, et dolabının sağ tarafında bir büyük köpek, sol tarafında küçük bir köpek, ön ayaklarını ve kafalarını dikmişler, arka ayaklarını yatırmışlar, kalçalarının üzerinde, et dolabının içerisindeki etleri seyrediyorlardı.

İçeri girdik, Mustafa abim kasada oturuyordu, biz onu, o bizi 1 yıl aradan sonra görmenin mutluluğuyla, kucaklaştık, buyrun etti, oturduk. Hal hatırdan sonra uzunca bir sohbet ettik. Çay demledi, içtik. Belli bir zaman aralığından sonra, Mustafa abim işler nasıl, iyidir inşallah diye sorduk.

Abim görmüyor musunuz? kenar mahalle olunca, mahallenin sahipli ve/veya sahipsiz köpekleri geldiler. Benden başka da bu mahallede kasap dükkanı yok. İlk başlangıçta, karşı taraftaki boş araziye çıkıntı ve kemikleri attım, yesinler diye. Bu defa mahallenin tüm köpekleri alıştı, geldiler. Yiyecekler bitince gitmediler. Dükkanın yakınında dolaptaki etleri dikizleyeceğiz diye ayrılmadılar. Hep etleri dikizliyorlar. Sahiplerine söyledim, bazıları sağ olsunlar anlayış gösterip köpeklerini bağladılar. Bazıları ise, bağlamadıkları gibi, hayvanların yaşam alanı sokaklardır. Sonra senden başka akıllı yok muydu, kenar mahalleye kasap dükkanımı açılır. Açtıysan bu riski göze alacan deyip, köpeklerini bağlamadılar.

Zamanla dükkana gelen veya gelmek isteyen, özellikle bayan ve kız çocukları gelmeyiverdiler. Bazıları geleceklerinde telefon açtılar. Ben köpekleri kovaladım. Ondan sonra geldiler. Diğer zamanlarda da,

Gitsinler gelmesinler diye, atık ve kemik bırakmayverdim. Zaman zaman kovaladım, ama bir kısmı gelmeyi bıraktı, bir kısmı ise ne yaptıysam yine geliyorlar.

Sizin anlayacağınız ‘’İt kovalamaktan et satamayverdim.’’ dedi.

Mustafa abimi biraz teselli ve motive etmeye çalıştık ve oradan müsaade alıp ayrıldık. 17 Mayıs 2022 tarihinde, ev arkadaşımın çocuğunun düğünü için Bursa’ya gittiğim de, görüşeyim diye Yenice Mahallesine gidip, muhtarı bulup, sordum. Mustafa abimiz 2019 yılında Covid-19’dan rahmetli olup, Rahmeti Rahmana kavuşmuş. Ruhu şad, mekanı cennet olsun. Mahalle Muhtarından aldığım telefon numarası ile Oğlu Sabri ile telefon ile görüşüp başşağlığı diledim. Akşam işten çıktığında illa görüşüp, misafir etmesini istedi. Rahmetli babasının zaman zaman bizden bahsettiğini anlattı. Zamanımın olmadığını, düğünden sonra İstanbul’a geçeceğimi söyledim. Sonra geldiğimde, zaman ayırıp görüşmek temennisiyle izin istedim.

İnsanların bazen enerji ve yeteneklerini zamanlarını, daha rantabl ve üretken işlere kullanmaları gerekirken, böyle gereksiz işlere harcayarak, verimsiz oluyorlar yada verimsiz bırakıyorlar. Ekonomi literatürüne bir deyim de ben kazandırmış olayım. Geri kalmışlığım veya az gelişmişliğin göstergelerinden biri de ‘’İt kovalamaktan et satamamak.’’

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.