BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

İnsanlar birbirlerinden ayırt edilmek için isim ve soy isim kullanıyorlarsa mekânlar da aynı şekilde isimlendirilir. İsimler kaynaklarını doğal unsurlardan alsalar da bazı isimler kaynağını tarihten alırlar. Bu isimlendirmeler çoğu zaman devlet eliyle yapılsa da bir kısmı halkın aklının ürünüdür. Devletin koyduğu isimler unutulsa da halk hafızasında mekan o şekilde anlamlı hale gelir. Kısaca mekanlar yaşayan hafızamızdır.       

Mesela Seydişehir ismi şehrin kurucusu olan Seyit Harun Veliden kaynağını alır. Şehrin merkezindeki cami ve hamam şehir ile yaşıttır. Ayrıca Türk- İslam mimarisinin temeli olan cami merkezli şehir anlayışını burada daha iyi görürüz. Burada yapılan ilk binanın cami olması ayrıca şehrin hikayesine bakıldığında Seydişehir Medine ile ilişkilendirilir. Mekan ve isim tarihi bir zemine oturtulmuş olur. Seydişehir’in kuruluşundan sonra buraya medrese ve tekke kökenli insanlar yerleşmeye devam etmişlerdir. Bu yönde şehre yerleşen Seyit Mahmut Alai ise Alanya’dan gelip mahalle kurmuştur. Bugün Alaylar Mahallesi olarak bilinen yerin isminin tarihi kökü burasıdır. Komşu olan iki şehrin hikayesi burada birleşir. Zaman zaman çatışma yaşasalar da Seyit Harun ve Seyit Mahmut aileleri hem mekana isim vermişler hem de şehrin sembolleri olmuşlardır.

İkinci bir örneği Bozkırdan verelim. Delibaş isyanı sırasında şehrin kaymakamı olan Demirasaf Bey isyancılar tarafından şehit edilmiştir. Günümüzde ilçe kaymakamlığının bulunduğu mahalle Demirasaf mahallesi olarak bilinmektedir. Şehrin Konya girişinde yer alan mahallenin isminin geldiği yer çoğu kişi tarafından bilinmese de ismin tarihi kökeni burasıdır. 

  Yer isimleri ile ilgili son örneklerimiz Beyşehir’den olacak. Beyşehir yani Hükümdar şehir ismi zaten pek çok şeyi anlatıyor. Eşrefoğlu Süleyman Bey’in yaptırdığı Ulu cami yani Eşrefoğlu ile şehrin hikayesi başlıyor.  Göl kenarında cami, saray, çarşı, medrese ve bedesten yapılıyor. Bugün saray ve şehrin kalesi ayakta değil. Ama şehrin kadim ismi Türkiye’deki diğer şehirlerarasında heybeti ile karşımıza çıkıyor. Son dönem Osmanlı tarihi ise göç ve savaşların tarihidir. Doğuda ve batıda yaşanan kayıpların ardından pek çok insan din farkı olmaksızın kendini coğrafyamıza ait hissederek buraya gelmişlerdir. Bu topluluklardan Çeçenler ise Beyşehir’e iskan edilmişlerdir. Yeni bir mahalle kurulmuş ve buraya geleneğin devamı olarak cami yaptırılmıştır. Çeçenler kendilerine kucak açan II. Abdülhamit nedeniyle camiye ve mahallelerine Hamidiye ismini vermişlerdir. Günümüz insanı bu Hamit hangi Hamit ola ki diye merak etti mi bilmem. Ama bu isim yaklaşık 150 yıldır vefa vesilesi olarak orada durur?                                                                                                     Mekanın anlamına vakıf olmak ismine vakıf olmaktan geçer. Diğer türlü kendine ve şehrine yabancı türediler ortaya çıkar. Rabbim bizlere özümüzü unutturmasın. Selam ve dua ile…

Mustafa AK

Tarih Öğretmeni

[email protected]

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.