banner153

banner150

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

        Öğrencilik yıllarımızda hafta sonları yahut başlangıçta çok uzun görünen yaz tatilleri nasıl da yerimizde duramaz olurduk bir yerlere gitmek, birilerini görmek; gezmek, eğlenmek için! İçine girince de tarla tapan, ekin harman derken ‘altı ay bir güz’ gidilen mesafelerin ‘bir arpa boyu’na indirgendiği masal tekerlemelerinde ifade edildiği gibi kayda değer bir iş yapamadan, binbir hayalin birini bile gerçekleştiremedensanki bir göz yumup açmış kadar inanılmaz bir hızla geçip gidişine şahit olurduk eylül sonları.

Bir işimiz, eşimiz ve aşımız olup da çoluk çocuğa karışınca birçoğunu hep ertelemekle geçip gitti yıllarımız. O zamanlar imkânlarımız daha kıt idi. Mesela ayaklarımızı yerden kesecek bir arabanın hayaline bile erişemezdik. Şimdi umduğumuzdan da ala araçlarımız var; lakin ayaklarımıza sanki prangalar vurulmuş gibi kıpırdayamaz hale geldiğimizi görüyorum.

Bize de kala kala şair Ahmet Muhip Dranas’ın ‘Şehrin Üstünden Geçen Bulutlar’ şiirinde anlattığı gibi bakıp imrenmek kalıyor neylersin.

“Bakıp imreniyorum akınına

Şehrin üstünden geçen bulutların.

Belki gidiyorlardır yakınına

Rüyamızı kuşatan hudutların.

 

Evler, ağaçlar, sular, ben ve bu an

Sanki bulutlarla bir, akıyoruz;

Onların hevesine uyaraktan

Cenup ufuklarına bakıyoruz.

 

Biz de hafif olsaydık bir rüzgârdan,

Yer alsaydık şu bulut kervanında,

Güzel'e ve Yeni'ye doğru koşan

Bu sonrasız gidişin bir yanında;

Dağlara, denizlere, ovalara

Uzansaydık yağarak iplik iplik,

Tohumları susamış tarlalara

Bahar, gölge ve yağmur götürseydik.”

Bayramla birlikte şehrimizin üstünde yağmur yüklü bulutların akınını daha çok görüp izliyoruz. Umduğumuz kadar olmasa da bu akınların yer yer rahmete dönüştüğü de çok şükür gördük, inşallah şu güzelim bahar aylarında daha fazlasını da görürüz.

İmrenmek kelimesini yaygın olarakgörüp beğendiği, hoşlandığı bir şeyi edinme ya da eylemi yapma isteği duymak; beğendiği bir kimseye ya da şeye benzemeyi çok istemek gibi olumlu anlamda ara sıra kullanırız.

Şiirden şairin bir şeylere duyduğu özlemin büyüklüğünü; lakin ona kavuşma imkânının kalmamış olmasının burukluğunu duyumsatan bir ruh hali sezinledim. ‘Rüyalarımızı kuşatan hudutlar’ gibi neredeyse imkânsız bir şeyden söz edilmesidir böyle düşünmemin gerekçesi.

Bana göre ‘rüyaları kuşatan hudutlar’ ifadesinin tekabül ettiği gerçeklik güzel olan iyi ve son derece insani olan ne varsa ezip geçen, yok eden yahut sınır koyan bir zorbalık, bir vahşet ortamının duygu ve düşünceler üzerinde meydana getirdiği olumsuzluklar olabilir. Bir insan olsa olsa rüyalara bile hudut çekilen, nefes almanın dahi zorlaştığı zor zamanlarda bulut olmak, kuş olmak, rüzgâr olmak isteğine kapılabilir.

Mesela Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın ‘Uçun Kuşlar’ şiiri memleketinin her bir zerresine karşı duyulan yakıcı bir özlemin ifadesidir.

“Uçun kuşlar uçun, doğduğum yere

Şimdi dağlarında mor sümbül vardır

Ormanlar koynunda bir serin dere

Dikenler içinde sarı gül vardır”

Bir yerlere artık çok istesek de gidemeyince, yapmayı çok istediğimiz bir şeyleri yapamaz hale gelince gidenlere ve gönlünce istediği şeyleri yapanlara bakıp imrenmek düşüyor.

MeselaSeydişehirhaber’de ara sıra Torosların zirvelerinde tutuşturduğu ateş üzerine koyduğu kara çaydanlık yanında sırtını bir kayaya yaslamış, oradan vadileri seyre dalmış resimlerini gördüğüm kardeşim Fahri Kubilay’a imreniyorum.

Sadece işine odaklanıp yaptığı her işi hayatının en önemli ve en son işi titizliği ile yapan; millet, memleket ve insanlık yararına sürekli bir artı değer üretme gayreti dışında bir beklentisi olmayan; elleri nasırlı, gönülleri engin denizler kadar geniş, başlarını yastığa koydular mı dakikasında uykuya dalabilen, yanlarında sadece huzur duyulan huzurlu, vakarlı insanlara imreniyorum.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in “İnsanların iyisi, insanlara iyiliği ve hayrı olandır.” hadisini hayatının temel ilkesi yapabilmiş, bu nedenle nerede ona ihtiyaç varsa her şeyiyle orada olan yahut oralara iplik iplik yağmur olmaya, rahmet olmaya, gölge olmaya can atan mü’min kardeşlerime imreniyorum.

Yazık ki imrenmek tek başına bir işe yaramıyor. Şu âlemde imrendiğimiz şeyleri gerçekleştirmeye yarayacak çabalarımız kadar varız, yoksa da malesef yokuz. 

Selamların en güzeliyle…

Hacı Halim Kartal/ 17 Mayıs 2022

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner155

banner147