banner153

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Seydişehir Milli Eğitim Müdürlüğü, Seydişehir İmam Hatip Lisesi öncülüğünde Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’u okuma ve Akif ile ilgili kompozisyon yazma, resim yapma ve şiir kaleme yarışması açtı. İlçede düzenlenen kitap fuarı dolayısıyla yarışmada derece alan öğrencilere Milli Eğitim Müdürü Tahir Kibar’ın da katıldığı ödül töreninde ödüller verdik. İmam Hatip Lisesi müdürü Bayram Ali Çelik’in 70’ten fazla öğrenciyi ödüllendirdiklerini ifade etti.

Teknofestlere takım hazırlayan, hutbe ve Kur’an okuma yarışmalarında dereceler alan İmam Hatip Lisesi sosyal etkinliklerde de önemli başarılara imza atıyor.

Ödül töreninde bir konuşma yaptım ve gençlere Akif’in meziyetlerini anlatarak örnek almalarını istedim.

Mehmet Akif, Doğu ve Batı’yı adam akıllı bilen aydın bir şairdi. Fransızca, Farsça ve Arapça biliyordu. Hiçbir zaman Batı hayranı olmadı. Çanakkale’de Batı’nın gerçek yüzünü gördü ve gözü kapalı Batı hayranlığı yapanları uyardı:

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyet denilen kahpe, hakikat yüzsüz...

Medeniyet denilen maskara mahlûku görün!

Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!”

Akif idealist bir nesil yetiştirmek istiyordu. Özellikle Sebilürreşat dergisinde yazılar ve şiirler kaleme alarak Asım’ın neslinin yetişmesi için çok çaba harcadı. Asım’ın nesli Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale’ye aktı. Ordumuz Çanakkale’de muhteşem bir destan yazdı, Batılı devletlerin en güçlü donanma ve ordularını perişan etti. Akif, Çanakkale Şehitlerine şiirinde Asım’ın neslini şöyle övdü:

“Asım’ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek!

İşte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek.

Şüheda gövdesi bir baksana dağlar taşlar!

O rükû olmasa dünyada eğilmez başlar!

Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor;

Bir hilâl uğruna ya Rab ne güneşler batıyor!

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer!”

  Asım’ın nesli, İstiklal Savaşı yıllarında da cephelere koştu. Tarihinden ilham alarak bağımsızlık savaşı verdi. İslam tarihi destanlar ve zaferler tarihidir. Akif, milletimizin tarih boyu bağımsız yaşadığını ve bundan sonra da hür ve bağımsız yaşayacağını şöyle ifade eder:

“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
  Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım!
  Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
  Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım!”

Cephelerde henüz zafer kazanılmadan Akif, İstiklal Savaşını kazanacağımızı müjdeledi. Kur’an şairi Akif, milletimizin duasını Yüce Mevla’ya şöyle arz etti:

“Ruhumun senden İlâhî, şudur ancak emeli!
              Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli!
              Bu ezanlar ki, şahadetleri dinin temeli;
              Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli!”

Akif’in ve milletimizin duası kabul oldu, Hakka tapan milletimiz istiklalini kazandı.

 

SÖZÜNDE DURAN ADAM

 

Mehmet Akif mert ve özü sözü bir insandı. İstiklale âşıktı ve vatanını çok seviyordu. İstiklal Savaşı yıllarında TBMM’si İstiklal Marşı yazma yarışması açmıştı, yarışmaya 724 şiir katıldı. Kazanana 500 lira ödül vardı. Bu parayla o yıllarda Ankara’da bir ev alınırdı. Akif, ödül var diye yarışmaya katılmadı. 

Gelen şiirler arasında İstiklâl Marşı olacak kalitede şiir yoktu. Meclisi Başkanı Hamdullah Tanrıöver, Akif’in sıra arkadaşı, Balıkesir milletvekili Hasan Basri Çantay ile konuşmuş; Çantay, Akif’i İstiklal Marşı yazması için ikna etme sözü vermişti. Meclis’te Hasan Basri Çantay’ın bir şeyler yazdığını gören Akif, arkadaşına ne yaptığını sorar:
      “İstiklâl Marşı yazıyorum. Tanrıöver’e söz verdimi.” der arkadaşı.

       Akif hayretle sorar:
       “Söz mü verdin?”
      “Evet, söz verdim.”
       Akif için söz vermek, dönülmez bir karar almak demektir. Hemen kâğıt ve kalemi arkadaşının elinden alır ve marşı yazmaya başlar.
    “En güzel marşı biz yazmalıyız.”
der ve gece gündüz çalışır.
     Günlerce süren yoğun çabanın neticesi o muhteşem marşı yazar. Akif’te işini en iyi yapma tutkusu vardı, Müslüman bir sanatkâr olarak “üstün Müslüman olma” tutku ve ideali taşıyordu.

İman ve ümit şairi Akif İstiklal Harbi’nin en zor günlerinde ümidini yitirmedi ve şöyle haykırdı:

“Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz,

Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilimeyiz, yürürüz!

Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,
Meğer ki harbe giden son nefer şehit olsun.

Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,

Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar
Taşıp da kaplasa âfâkı bir kızıl sarsar

Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;

Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!”

Akif, haklı çıktı. Hakka tapan milletimiz İstiklal Savaşı’ndan galip çıktı.

Akif, bütün ömrünce haksızlıklara karşı çıktı, İttihat ve Terakkicilerle kavga etti, onların baskı ve zulümlerine meydan okudu. Sebilürreşat’ta kendisine mürteci diyerek saldıranlara sert bir dille cevap verdi:

“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem.

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.

Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım.

-Boğamazsın ki... -Hiç olmazsa yanımdan kovarım.

Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam,

Hele hak namına haksızlığa ölsem de tapamam.

Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,

Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!

Yumuşak başlı isem kim demiş uysal koyunum

Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum.

Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim.

Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.

-Adam aldırma. Geç, git, diyemem aldırırım;

Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar, kaldırırım.

Zâlimin hasmıyım amma severim mazlumu;

İrticanın şu sizin lehçedeki manası bu mu?”

Mehmet Akif hafızdı, öğrencilik yıllarında başarılıydı, Halkalı Baytar Mektebi’ni birincilikle bitirdi, dosdoğru bir insandı, hayatını hiç yalan söylemeden anlatabilirdi, örnek bir hayat yaşadı. Safahat gibi ölümsüz bir şaheser bıraktı. Onu okumalı, anlamalı ve örnek almalıyız.”

Akif gibi erdemli ve başarılı insanları anlatarak erdemli ve hünerli nesiller yetiştiriyoruz.

Seydişehir İmam Hatip Lisesi’nin düzenlediği ödül töreni tek kelime ile muhteşemdi, Şaban Cengiz Kültür Merkezi ağzına kadar dolup taştı. Ödül alan öğrencilerin sevinci görülmeye değerdi. Gençlerimizi imanlı, inançlı, çalışkan ve bilim tutkusuyla yetişiyor; büyük Türkiye’yi inşa edecekler inşallah.

Başta Milli Eğitimi Müdürümüz Tahir Kibar ve İmam Hatip Lisesi müdürü Bayram Ali Çelik ve  meslektaşlarıma çok teşekkür ederim.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner155

banner147