Tarihçi Ercan Arslan

Tarihçi Ercan Arslan Rüştü Ergen ve Bir Aşkın Hatırası

19 Şubat 2022 20:14

Tarihçi Ercan Arslan Rüştü Ergen ve Bir Aşkın Hatırası

Tarihçi Ercan Arslan Rüştü Ergen ve Bir Aşkın Hatırası

Hasan Rüştü (Ergen) Bey 1900 yılında Seydişehir’de Alaylar Mahallesi’nde altmış dört numaralı hanede doğdu.Babası Ergen Şeyhi Hasan Efendi’nin küçük oğlu Ali Mazhar Bey’dir. Annesi Saniye Hanım’dır.Hasan Rüştü Bey ilköğrenimine Seydişehir Merkez İptidai Mektebinde başladı.1910 yılında 47 numara ile kaydolduğu Seydişehir Rüştiyesi’nden 3 Ekim 1913’te mezun oldu.Daha sonra Karahisar-ı Sahip İdadisi’ne (Afyonkarahisar Lisesi) yazıldı. Birinci Dünya Savaşı yıllarıydı. Bu okulun Kısmı Umumi Ticaret birinci sınıfında okumakta iken 24 Ağustos 1331’de (6 Eylül 1915) tasdikname alarak, 24 Ekim 1915’te Konya Sultanisi (Lise) Birinci Sınıfına 249 numara ile kayıt oldu. Konya Sultanisi 10.Sınıfında okumakta iken 18 Kanun-ı Sani 1335’te (18 Ocak 1919) vukuatından dolayı tasdikname alarak okuldan ayrıldı.

Değerli okuyucular Seydişehirli münevver Hasan Rüştü Ergen’in Lise yıllarına dair bir anısını bugün sizlere nakletmek istiyorum. Onun Konya Lisesinde talebe olduğu günlere ait şöyle bir anısı vardır: Konya İttihat ve Terakki Kız Rüştiyesinin (Ortaokul) ödül merasimi dolayısı ile bir müsamere verilir. Müsamereye Konya Lisesi’nden de bir gurup öğrenci götürülür. Öğrencilerden birisi de Seydişehirli Hasan Rüştü’dür. Hasan Rüştü, müsamere esnasında ilk kez gördüğü ve bundan sonra bir kez daha göremeyeceği bir kız öğrenciye âşık olur. İsmini dahi bilmediği bu kişiye hitaben “Liseli” mahlasını kullanarak “Senin İçin” başlıklı bir şiir kaleme alır. Bir cuma günü Babalık Gazetesinin Sanayi Mektebi karşısındaki İdarehanesine uğrar. Gazetenin sahibi Yusuf Mazhar Beye,yazdığı şiiri yayınlaması için verir. Bizim henüz ulaşmaya muvaffak olamadığımız fakat bir gün ulaşmayı ümit ettiğimiz bu şiir Babalık’ta yayınlanır. Dönemin Konya Lisesi Edebiyat ve Felsefe Öğretmeni Ermenekli Hasan Rüştü (Okumuşgil, 1869-1936) Bey’dir. Hafta ortası nöbetçi olarak okulda kaldığı bir gece, mütalaasından çıkarken talebelerden Seydişehirli Hasan Rüştü’ye kendisini görmesini emreder. Hasan Rüştü derin bir hürmet duyduğu Edebiyat öğretmenini öğretmenler odasında ziyaret eder. Öğretmeni masanın üzerine serdiği Babalık Gazetesinin yanında onu beklemektedir. Hasan Rüştü Bey, Liseli imzasıyla yayınlanmış şiiri göstererek “Bunları yazıyorsunuz, hiç olmazsa gazeteye vermeden bana getirin de tashih edeyim. Beni de kendinizi de âleme rezil ediyorsunuz” der. Bunun üzerine Hasan Rüştü şiirin kendisine ait olduğunu inkâr eder. Lakin Edebiyat Öğretmeni kendisine mahsus feylesof tavrıyla “Adaşım, yazı senin ben talebelerimin ifadelerini bilmez miyim? Bir daha böyle hatalar yapma. Gel birlikte yanlışları düzeltelim” der. Eline kırmızı bir kalem alarak tashihe başlar. Düzeltme işleri sona erer. Erer amma gazetede beyaz yer, satırlarda siyah harf kalmaz. Hocaya göre şiirin her tarafında hatalar vardır. Sayın Rüştü Ergen 1955 yılında Yeni Konya Gazetesinde bu anısını naklederken “Bugün hadiseyi kıymetsiz bir hatıra olarak telakki edenlerimiz olur. Fakat hakikat hiç te öyle değildir” der ve olayı tahlile başlar: “Şiirdeki yanlışları gören ve bilen fakat yazarın hevesini kırmamak için neşreden üstat bir gazeteci, imzasız bir şiirin sahibini yüzlerce öğrencisi arasından bulan, talebesinin noksanlarını kendine mâl ederek üzülen değerli bir öğretmen ve müsaadeleriyle arz edeyim; masum ve geçici bir sevgiyi hicap sayarak şiirini hocasından gizlemek isteyen bir öğrenci var. Nefsinde birçok kıymetler toplayan böyle bir hatıranın üzerinden kırk yıl değil, kırk asır geçse unutulur mu? Kıymetli Gazeteci (Mazhar Bey), Değerli üstat (Öğretmeni Hasan Rüştü Bey) nurlar içinde yatsınlar”  diyerek o günleri derin bir iç çekişle anar.

Kıymetli okuyucular Tarih ilmi işte tam da bu nedenle geçmişle bugün arasında bitip tükenmek bilmeyen bir bağın canlı şahidi gibidir. Ebediyete intikal eden bu büyük yürekli kalemleri, izlerinden gitme acemiliğimle, saygı ve şükran duygularıyla anıyorum. Ruhları şad olsun.(Rüştü Ergen, “Yeni Konya Yedi Yaşında”, Yeni Konya, Yıl 7,Sayı 2150-2151, 8-9 Haziran 1955; Ercan Arslan, “Seydişehir’in Çınarları IV-Hasan Rüştü Ergen (1900-1968),Merhaba Akademik Sayfalar, Cilt 20,Sayı 16,21 Nisan 2021)

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Nüzumla Köyü Mektebi
24 Temmuz 2022 20:14

Bağdat Gazisi Seydişehirli Mustafa Bey’in Vasiyeti
16 Temmuz 2022 20:14

İkinci İnönü Zaferi ve Çalmandalı Hüseyin Çavuş (1921)
02 Temmuz 2022 20:14

Muzaffer Sarısözen’in Seydişehir Derleme Gezisi (1940)
25 Haziran 2022 20:14

Seydişehir’de Yağlı Güreş Müsabakalarının Tarihçesi (1955)
18 Haziran 2022 20:14

KÜLTÜR İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜMÜZE AÇIK MEKTUP
10 Haziran 2022 20:14

Seydişehir’de Bir Hint Horozu Heykeli (1991)
04 Haziran 2022 20:14

Kolonizatör Bir Derviş Seyyid Harun (?- 1320)
28 Mayıs 2022 20:14

Ayşe Dadı ve Seydişehir Türküleri (1940)
21 Mayıs 2022 20:14

Seydişehir’den Müdafaayı Milliye’ye Yardım (1913)
14 Mayıs 2022 20:14

SEYDİŞEHİRLİ MÜLÂZIM KARAFATMA (ÇİLELİ) 1892-1960
04 Mayıs 2022 20:14

Seydişehir Postası (1946)
30 Nisan 2022 20:14

Seydişehir’in ilk Hastanesi (1947)
22 Nisan 2022 20:14

Seydişehir’de 23 Nisan (1933)
15 Nisan 2022 20:14

Soyadı Yasasının Seydişehir’deki Tatbiki (1935)
09 Nisan 2022 20:14

Seydişehir’de Elektrik Töreni (1949)
02 Nisan 2022 20:14

Seydişehirli Kemal’in Şeker Üretimi Üzerine Bir Yazısı (1909)
26 Mart 2022 20:14

Seydişehir Mektubu (1926)
19 Mart 2022 20:14

Bozkır-Seydişehir-Beyşehir Seyyar Tacirleri (1955)
12 Mart 2022 20:14

Konya Gazeteciler Cemiyeti ve Sabit Günbay (1950)
05 Mart 2022 20:14

Eşkıya Kazak Mehmet (1926)
26 Şubat 2022 20:14

Tüm Yazılar