Anadolu'nun kıraç topraklarını yeniden ardıç ormanlarıyla buluşturmanın en doğal yolu olan ardıç kuşları, kontrolsüz avlanma nedeniyle büyük tehdit altında. Ardıç ağacının tohumunun çimlenmesi için bu kuşların sindirim sisteminden geçmesi gerektiği bilimsel olarak bilinirken, bölgede günde onlarca kuşun avlandığı bildiriliyor.
İlahi İşbirliği: Ardıç Ağacı ve Ardıç Kuşu
Ardıç ağacının, İç Anadolu ve Doğu Anadolu'nun kurak koşullarına en dayanıklı türlerden biri olduğu biliniyor. Ancak bu ağacın devamlılığı, tamamen ardıç kuşlarına bağlı. Tohumlar, ancak ardıç kuşları tarafından yenilip, sindirim sisteminde kimyasal bir reaksiyona uğradıktan sonra çimlenebiliyor. Bu "ilahi işbirliği" sayesinde kuşlar, ağaçlandırmanın insan eliyle yapılamayacağı en sarp kayalıklara bile tohumları taşıyarak ormanların yayılmasını sağlıyor.
"Cırrik" veya "Culluk" Olarak Biliniyor
Bozkır ilçesinin simgelerinden olan ardıç kuşları, halk arasında "cırrik" veya "culluk" isimleriyle de tanınıyor. Başı gri, sırtı kahverengi, kuyruğu siyah ve üzeri siyah benekli beyaz göğse sahip olan kuşların boyu yaklaşık 26 cm.
Avlanma Alarmı: "Günde 50-60 Kuş Yakalanıyor"
Koruma altında olmasına rağmen ardıç kuşlarının eti için yasa dışı olarak avlandığı belirtiliyor. Bozkır ve civar köylerde tüfekle ve sepetle yapılan avcılıkta, günde 50-60 kadar kuşun yakalandığına dair duyumlar alındığı ifade ediliyor. Avcıların, yakaladıkları kuşları kaçak yollarla pazarlarda sattığı da iddialar arasında.
Çağrı: Tüm Kurumlar Harekete Geçmeli
Konunun sadece Orman Genel Müdürlüğü'nün çalışmalarıyla çözülemeyeceği kadar ciddi olduğunun altı çiziliyor. İl ve ilçe müdürlükleri, belediyeler, muhtarlıklar ve okullar aracılığıyla halkın bilinçlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, Müftülüklerin Cuma hutbelerinde bu konuyu işlemesinin faydalı olacağı düşünülüyor.
Vatandaşlara iki önemli çağrı yapılıyor:
-
"Lütfen! Bozkır'ın umudu ardıç kuşlarını koruyalım."
-
"Lütfen! Ardıç kuşlarını avlayanları yetkililere ihbar edelim."
Not: Haberde kullanılan ardıç ağacı fotoğrafı, Selçuk Üniversitesi'nden Öğr. Gör. Ersen Vural tarafından çekilmiş ve yine aynı üniversiteden merhum Öğr. Gör. Abdullah Akdam'ın 1993 yılındaki bir anısı olarak paylaşılmıştır.

