Seydişehir - Konya'nın güzide ilçesi Seydişehir'de, Uludağ Caddesi'nde 33 yıldır sessiz sedasız çalışan bir sanat atölyesi, aynı zamanda geçmişe ışık tutan bir müze görevi görüyor. Burası, koltuk ve kanepe döşemeciliği yapan usta Ramazan Erkaldı'nın işyeri. Erkaldı, yarım asra yaklaşan meslek hayatında sadece mobilyaları değil, bölgenin hafızasını da yeniliyor.
"Bizden Sonra Bu Meslek Biter" Endişesi
Döşemeciliğin hiçbir zaman değerini kaybetmeyen, geçerli bir meslek olduğunu vurgulayan Ramazan Usta, sözlerini içli bir serzenişle sürdürüyor: "Son yıllarda bizim arkamızdan gelenler olmayacak. Çünkü yeni nesil bu işlere rağbet etmiyor, çırak bulamıyoruz. Bizden sonra bu meslek biter diye korkuyorum."
Ekonomik dalgalanmaların tamir ve bakım işlerini artırdığını, bu nedenle iş yoğunluğunun arttığını ifade eden Erkaldı, "Ancak yalnız başına işlere yetişmekte zorlanıyorum. Bu sanatın devam etmesi için genç eller ve hevesli zihinler lazım" diyerek adeta bir çağrıda bulunuyor.
İşyeri, Tutkuyla Kurulmuş Bir Müzeye Dönüştü
Ramazan Erkaldı'nın asıl dikkat çeken yönü, döşemeciliğin yanı sıra yıllardır sürdürdüğü tutkulu bir merakı: tarihi eşya koleksiyonculuğu. İşyerinin her köşesi, bir dönem günlük hayatın içinde yer almış, şimdi ise nadide birer antika olmuş eşyalarla dolu.
Evlerden, mutfaklardan ve pazarlardan topladığı; bakır kaplar, seramikler, eski tarım aletleri, pazarcı esnafının kullandığı ölçü aletleri ve daha niceleri... Her biri, Seydişehir ve yöresinin sosyal tarihine tanıklık etmiş parçalar. Bu eşyaları toplamak ve sergilemek onun için bir hobi değil, bir misyon.
"Tarihimi Yaşatmaya Çalışıyorum"
Koleksiyonunun kendisi için paha biçilmez değerde olduğunu söyleyen Erkaldı, amacını şu sözlerle anlatıyor: "Bu benim hobim ve bunlar benim için çok kıymetli. Biz bunların ne için kullanıldığını biliyoruz ama yeni nesil bunların ne olduğunu bilmeyecek. Onun için tarihimi yaşatmaya, bu kültürü geleceğe taşımaya çalışıyorum."
İşyerine gelen müşterilerin ve meraklı ziyaretçilerin bu eşyaları hayranlıkla incelediğini belirten usta, "Bu eşyalar bize atalarımızın hikayesini anlatıyor. Merak eden herkesi bu tarihi kokuyu duymaya, gelip görmeye davet ediyorum" diye konuşuyor.
Ramazan Erkaldı, hem el emeği göz nuruyla sürdürdüğü mesleği, hem de bir kültür hazinesi haline getirdiği işyeriyle, Seydişehir'in yaşayan bir hafızası olmaya devam ediyor. Onun hikayesi, kaybolmaya yüz tutmuş meslekler ve onlarla birlikte yitip giden kültürel mirasımız adına hem bir övgü hem de düşündürücü bir hatırlatma niteliğinde.

