Türkiye'nin önemli tatlı su balığı üretim merkezlerinden Beyşehir Gölü, yaşanan ağır kuraklık tehdidi altında. Konya ve Isparta sınırlarındaki göl, sularının yüzlerce metre çekilmesiyle adeta "can çekişiyor." Bu durum, bölgedeki yaşamı ve ekonomiyi doğrudan etkilerken, ortaya çarpıcı görüntüler çıkıyor: Dünün balıkçı tekneleriyle dolu koyları, bugün insanların gezinti yaptığı kara parçalarına dönüştü.
Kuraklığın Yıkıcı Etkileri:
-
Balıkçılık Bitti: Suların çekilmesiyle limanlar işlevsiz kaldı, tekneler karaya oturdu. Balıkçılar, geçim kaynakları olan mesleğe ara vermek zorunda kaldı. Kayıklarını, suyun kıyıdan çok uzakta kalan derin bölgelerine demirlemeye başladı.
-
Coğrafya Değişti: Gölde yeni adacıklar oluşurken, daha önce ada olan bazı noktalar karayla birleşti. İnsanlar, eskiden tekneyle ulaştıkları yerlere artık yürüyerek gidebiliyor.
-
Ekolojik Risk: Göldeki su seviyesinin düşmesi, bölgedeki tüm canlı yaşamını ve endemik bitki türlerini tehdit ediyor.
Gözlemciler Ne Diyor?
-
Prof. Dr. Evren Yıldıztugay (SÜ Öğretim Üyesi): "Eskiden kayıkla açıldığımız yerler tamamıyla kurumuş. Su inanılmaz çekilmiş... Su hayattır. Buradaki canlılar ve endemik bitkiler için risk büyük. Koruma politikalarının geliştirilmesi ve su kaynaklarının dikkatli kullanılması şart."
-
Mehmet Emin Kabakçılar (40 Yıllık Balıkçı): "Balık tuttuğumuz, 3-4 metre su olan yerde şimdi eşimle yürüyoruz. Gölü hiç böyle görmedim. Mesleğe ara verdik. Umudumuzu kaybetmek istemiyoruz; inşallah bol yağışlı bir kış gelir de göl eski haline döner."
Sonuç:
Beyşehir Gölü'ndeki bu dramatik manzara, iklim değişikliği ve insan kaynaklı su tüketimi konusunda acil önlem alınması gerektiğini gözler önüne seriyor. Uzmanların da vurguladığı gibi, suyun hayat olduğu unutulmadan, bu değerli doğal varlığı korumak için sürdürülebilir politikaların bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor.
