Danimarkalı uzman uyardı: 10 yıllık elektrikli araçlar hurdaya dönüşebilir!
Kopenhag, 2024 – Elektrikli araçların sürdürülebilirlik vaadi, yüksek yedek parça fiyatları ve kompleks onarım süreçleri nedeniyle gölgeleniyor. Danimarka merkezli otomotiv garantisi şirketi Fragus'un uzmanlarından Henrik Byrnel, özellikle garanti süresi dolmuş araçlarda onarım maliyetlerinin aracın piyasa değerini geçebileceğini açıkladı.
Batarya ve Teknoloji Tuzağı
Byrnel’e göre, elektrikli araçların en kritik ve maliyetli bileşeni olan bataryalar, garanti dışı kaldığında (genellikle 8-10 yıl sonra) kullanıcıları ciddi bir maliyetle karşı karşıya bırakıyor:
-
Örnek Vaka: Bir dokunmatik multimedya ekranının montaj hariç fiyatı 4.559 Euro'yu bulabiliyor.
-
Sensör Problemi: Otonom sürüş destekli araçlarda basit bir çarpışmada değişmesi gereken 5+ sensör, maliyeti katlıyor.
"10 yaşını geçen bir elektrikli aracın bataryası arızalandığında, onarım yerine hurdaya çıkarmak daha mantıklı hale gelebilir" diyen Byrnel, bunun elektrikli araçların ikinci el değerini sıfıra yaklaştırabileceğini vurguluyor.
İkinci El Pazarı Alarm Veriyor
Batarya sağlığı %90'ın altına düşen araçların alıcı bulamadığına dikkat çeken uzmanlar, şu uyarıyı yapıyor:
-
Batarya Ömrü: Çoğu üretici 160.000 km veya 8 yıllık garanti sunsa da, sonrasında 20.000-30.000 Euro'luk batarya değişimi gerekebiliyor.
-
Çip Krizi Etkisi: Elektronik bileşenlerdeki tedarik zinciri sorunları, bekleme sürelerini uzatıyor.
Sektör Ne Yapmalı?
Byrnel’in önerileri şu şekilde:
✔ Modüler batarya sistemleri geliştirilerek maliyetler düşürülmeli.
✔ Üreticiler, kritik parçaların fiyatlarını şeffaf şekilde açıklamalı.
✔ Hükümetler, ikinci el elektrikli araç alımlarını teşvik eden düzenlemeler yapmalı.
Görsel Önerileri:
-
Ana Görsel: Hurdaya ayrılmış bir elektrikli araç yanında pahalı yedek parça fiyatlarını gösteren bir infografik.
-
Veri Görseli: 5-10 yıllık elektrikli araçların batarya değişim maliyetlerini karşılaştıran tablo.
-
Uzman Fotoğrafı: Henrik Byrnel’in röportaj anı.
Sonuç Cümlesi:
Elektrikli araçların çevresel avantajları tartışılmaz olsa da, uzun vadeli maliyetler ve ikinci el pazarındaki belirsizlikler, tüketicilerin "yeşil dönüşüm" heyecanını sorgulatıyor.
