Konya'nın Hadim ilçesinde, Orta Toroslar'ın eteklerinde yaşayan 60 yaşındaki Meryem Sevinç, yaban armutlarını işleyerek geleneksel yufka ekmek yapıyor. Bu eşsiz lezzet, Anadolu'nun kıtlık dönemlerinden gelen bir miras olarak hem tarihî bir öyküye hem de şifalı özelliklere sahip 14.
Dağlardan Sofraya: Zahmetli Bir Yolculuk
Meryem Sevinç, eylül-ekim aylarında Toros Dağları'ndan topladığı yaban armutlarını (ahlat veya boz armut) 15 gün güneşte kurutuyor. Kuruyan armutlar dibekte dövülerek un haline getiriliyor ve buğday unuyla karıştırılıp değirmende öğütülüyor. Elde edilen un, tandır veya ocaklarda yufka ekmeğe dönüşüyor
Kıtlıktan Lezzete: Tarihî Köken
Bu geleneğin temeli, geçmişte yaşanan kıtlık dönemlerine dayanıyor. Büyüklerinin buğday bulamayınca dağ armudunu un yaparak ekmek ürettiğini anlatan Sevinç, "Bir gün köye gelen kaymakama ikram edilen armut ekmeği çok beğenilmiş ve gelenek haline gelmiş" diyor

Şeker Hastalarına Doğal Şifa
Armut ekmeği, düşük şeker içeriğiyle özellikle şeker hastaları tarafından tercih ediliyor. Sevinç, "Hastalar şifa bulduklarını söylüyor. Talebe yetişmek için gündelik işlerimi bile erteliyorum" diye ekliyor
Zorluklar ve Nesiller Arası Miras
Üretim sürecinin zahmeti (dağdan toplama, kurutma, değirmen bulma) ve yeni neslin ilgisizliği nedeniyle bu lezzet yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Sevinç, yeğeni Fatma'ya öğretmeye çalışsa da, "Gençler bu emeğe katlanamıyor" diyor
Anadolu'nun Kaybolan Lezzetleri Arasında
Yöre halkının "kıtlık ekmeği" dediği bu tarif, bugün gastronomi tutkunlarının ilgisini çekiyor. Ancak ulaşım ve üretim zorlukları nedeniyle sadece yerel sofralarda varlığını sürdürüyor

