Tarlalarındaki anızları düşman toprağı yakıp kaçanlar acaba sadece anızları yaktıklarını mı düşünüyor?
Yoksa onların bir türlü göremedikleri /göremeyecekleri böcekleri, mantarları, faydalı bakterileri, yaşayan yeşil bitkileri, karıncaları, kelebekleri, uğur böceklerini, çekirgeleri, yavrusunu kurtarmak için üzerine yumulan tilkileri, kaplumbağaları daha buradan sayamadığım binlerce mikroorganizma canlıyı araziden çıkardıktan sonramı anızları yakıyorlar.
Oksijeni bitirdiklerini, hava kirliliğine sebep olduklarını, civarda bulunan sebze meyve bahçelerine zarar verdiklerini, topraktaki suyun buharlaşmasına neden olduklarını, toprağın yapısını bozarak arazilerin verimsizleşmesine neden olduklarını bilmiyor mu bu zat-ı anızlar?
Aklıma gelmeyenlere sizin hatırladıklarınızı da ekleyin ve varın sonucu hesap edin. İnsan kendisine ancak bu kadar zarar verebilir.
Bu zat-ı anızlar kendilerine zarar verdikleri gibi ülke ekonomisine de zarar veriyorlar.
Ormana yakın yerlerde yakılan anızlar nedeniyle, memleketin oksijen deposu yüz yıllarda yetişen o güzelim ormanlarımız yanıp kül olup gitmekte.
Diyecek bir laf bulamıyorum bu anız yakanlara… Ancak anız oğlu anızlar demekten başka.
Zat-ı anızları ilgili tüm kurumlara ve bilinçli tarım yapan tarım ehillerine şikâyet ediyorum. Allah rızası için durdurun bu zat-ı anızları.
Ormanınızı yakanın gözü kör olsun desem orman sakinlerine hakaret olur.